NATO Zirvesinde Trump etkisi

2025 NATO zirvesi, 24-25 Haziran tarihlerinde, 32 NATO ülkesinin devlet ve hükümet başkanlarının katılımıyla Hollanda'nın Lahey şehrinde gerçekleştirilmiştir. Zirveye NATO ülkelerinin yanında AB temsilcileri de katılmıştır.

Gerek toplantı gerek se toplantı haricindeki temaslara ilişkin tüm faaliyetlerde, NATO tarafından tespit edilen ve önceliklendirilen konuların ayrıntılı bir şekilde görüşülmesi ve bunların sonuç metnine yansıtılması beklenirken, bu yılki toplantıda ancak seçilmiş konuların görüşüldüğü ve NATO üye ülkelerinin tüm taleplerinin metne yansıtılamadığı görülmüştür.

Bunun başlıca sebebinin, NATO Genel Sekreterliği'nin, zamanı ve program akışını, Trump'ın zamanı, faaliyet programı ve önceliklerini göz önünde tutarak hazırlamasından kaynaklandığı anlaşılmıştır.

Savunma Harcamalarının artırılması

Toplantının en önemli konusu, NATO ülkelerinin savunma harcamalarını artırmasıydı. Bu konuda Trump'ın koyduğu hedef kabul edilmiş olup, NATO liderleri, savunma harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 5'ine yükseltilmesi konusunda uzlaşmışlardır.

Alınan kararlar gereği üye ülkeler, doğrudan askeri harcamaları en az yüzde 3,5; altyapı gibi dolaylı savunma harcamalarını ise en fazla yüzde 1.5'e yükseltme konusunda taahhüt altına girmişlerdir.

Bu konuda alınan karar üyeler için bağlayıcı olup, hiçbir ülkeye ayrıcalık tanımayan niteliktedir. Üye ülkelerin taahhütleri doğrultusunda ilerleyip ilerlemediklerine ilişkin ilk gözden geçirmenin 2029'da yapılacağı, hedefe ulaşmalarının son tarihinin ise 2025 olduğu üzerinde mutabakat sağlanmıştır.

Üye ülke harcamalarının halen 1,28 ile 4,12 arasında değişken bir tablo gösterdiği görülmektedir. Yıllarca diğer müttefiklerden farklı bir hesaplama yöntemi kullanmasının da etkisiyle yüzde 2 hedefinin altında kalan Türkiye geçen yıl yüzde 2,09 seviyesine ulaşmıştır. Türkiye yüzde 5 hedefine doğru kademeli olarak ilerlemekte bir sorun yaşanmayacağı görüşünde olup, kollektif yükün kendisine düşen kısmını yerine getirmekte kararlı olduğu mesajını da vermiştir.

Bu harcamanın NATO üyeleri tarafından kabul ve taahhüt edilmesi, Trump'ın ortaya koyduğu ve özellikle Avrupa ülkelerini hedef alan düşüncesidir. Trump, ABD'nin özellikle Avrupa'nın savunmasını üzerine alarak NATO harcamalarının yükünü çektiğini, bunun haksızlık olduğunu, hatta dolandırıldığını ileri sürerek böyle bir konuyu öne sürmüş ve kabul edilmesinde ısrarcı olmuştur.

Trump'ın bu zirvede amacına ulaştığı görülmüş, ancak karar oylamasında bir üye ülkenin çekimser kaldığı görülmüştür. Bu ülke İspanya'dır. İspanya'nın, savunma harcamasını yüzde 2,1 de sabit tutarak önceliği sosyal güvenlik ve eğitim harcamalarına verdiği, bu nedenle savunma harcamalarına daha fazla kaynak ayırmak istemediği anlaşılmıştır.

NATO Genel Sekreteri Rutte'un yaptığı açıklamada, İspanya'nın çekimser kalmasını "istisnai" bir durum olarak niteleyerek sıkıntı yaratmayıp birlik mesajı vermeye çalıştığı dikkat çekmiştir.

Trump ise, İspanya'nın bu tutumuna sert tepki göstererek İspanya yönetimini tehdit etmiş ve "Ticarette onlara iki kat fatura ödetiriz. Bunu böyle bilsinler" demiştir. Ayrıca Cumhuriyetçi çevreler de kral daha çok kralcı davranarak İspanya'ya ekonomik yaptırım uygulanabileceğini ifade etmişlerdir.

Zirve Türkiye için olumlu sayılabilir

Zirve'de tüm konular görüşülememesine, üye ülkelerin tüm taleplerinin sonuç metnine yansıtılmamasına rağmen Türkiye'nin; seçici davranarak önem verdiği konular üzerinde durması ve bunların metinde yer almasına imkân yaratacak tarzda özenli ve dikkatli davranması, Trump'la yapılan ikili görüşmede de aynı şekilde hareket etmesi, bu kadar kısıtlı süre ve fırsat içiren bir Zirve'de olumlu sayılabilecek sonuçlar aldığı söylenebilir.

Bu kapsamda; müttefikler arasındaki savunma sanayii ürünlerinin ticaretinde engellerin kaldırılması anlayışının ittifak belgelerine yansıtılması, terörle mücadelenin müttefiklerin samimi dayanışmasıyla başarılabileceği ve ittifak tarafından resmi tehdit olarak görülmesinde, NATO müktesebatına girmesinde ve sonuç metninde yer almasında önemli katkı sağlanması, Türkiye açısından olumlu gelişmelerdir.

Ayrıca katılımcılara yapılan konuşmada, NATO üyesi olup, AB'ye üye olmayan ülkelerin de savunma sanayii girişimlerine tam olarak dahil edilmesinin tüm Avrupa'nın menfaatine olacağı da vurgulanmıştır.

Diğer taraftan İngiltere ve Almanya'yla yapılan görüşmelerde Eurofighter savaş uçağı temini konusunda olumlu gelişmeler olduğu da ilgililerce ifade edilmiştir.

Türkiye-ABD liderleri arasındaki görüşmenin de olumlu geçtiği söylenmiş, CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasında ve F-35 programına geri dönülmesinde gelişmeler olabileceği anlaşılmış, S-400 konusuna değinilmemesi de bu hususun gerçekleşebileceği intibaını yaratmıştır. Bu görüşmedeki bir diğer konu da Türkiye ile ABD'nin özellikle savunma sanayii alanındaki işbirliğinin ilerletilmesiyle toplam 100 milyar dolar hedefine ulaşılmasının mümkün olabileceğinin ABD'ye iletilmesidir.

NATO-AB ilişkilerinde de GKRY'nin durumu ve tutumu göz önünde tutularak fazla aktif davranılmayıp, aleyhimizde olabilecek hususlara girilmemesine özen gösterilmiştir.

Bu Zirvede, bir sonraki zirvenin 1926'da Türkiye'de yapılacağı da teyit edilmiştir.