Küresel savaş sesleri
Rusya-Ukrayna Savaşında yaşanan son gelişmeler, savaşın seyrini ve ülkelerin politikalarını etkilemiş, durum bir dünya savaşına evrilme eğilimi göstermeye başlamıştır.
Bir tarafta Biden yönetiminin giderayak aldığı radikal bir kararla, Ukrayna'ya verdiği silahları Rusya toprakları içlerinde de kullanabilmesine izin vermesi, İngiltere ve Fransa'nın da aynı yönde karar alması ve bunun balistik füzeleri kullanmak suretiyle uygulamaya konması, Rusya'nın da buna karşı hamlelerde bulanacağına ilişkin aldığı karar ve buna yeni ve etkin orta menzilli Hipersonik Balistik Füzeyle karşılık vermesi, diğer tarafta seçim öncesi beyanlarında savaşın bir an önce bitmesini sağlayacağını açıklayan seçilmiş Başkan Trump'ın görevi devraldıktan sonra nasıl bir tutum izleyeceğinin bilinememesi savaşın gidişatında belirsizlik yaratmıştır.
NATO'nun ikilem içinde kalışı, üyelerinin de farklı davranışlar benimsemesi, AB'nin kendi davranış şeklini oluşturamaması, Ukrayna'nın savaşın gidişatına ilişkin endişeleri, Rusya'nın misillemelerinin nükleer silah kullanmasına kadar gidebileceğini açıklaması ve ülkelerin bu endişeyle nükleer silah kullanılmasına karşı tedbirler almaya başlaması da dâhil olmak üzere savaş hazırlıkları yapması, çatışmaların yayılacağı ve büyüyeceği ihtimalini arttırmıştır.
Bu gelişmelere Kuzey Kore Askerlerinin Rusya-K. Kore Savunma İşbirliği Anlaşması çerçevesinde Rusya'ya destek olmaya başlaması ve Pasifikteki Çin-Tayvan gerginliğiyle Orta Doğu'daki olaylar da eklendiğinde gelinen durum, 3. Dünya Savaşı'na doğru gidildiği izlenimi yaratmaktadır.
Olayların gelişimi
Rusya, NATO'nun genişlemesi ve NATO'yla Rusya arasında tampon nitelikte olan ülkelerin de NATO'ya girmesi sonucu tehditle burun buruna kalacağını düşünmüştür. Ukrayna'nın da NATO'ya girme ihtimalinin kuvvetlenmesiyle başlattığı savaş, üç yıla yakın bir süredir devam etmektedir.
Konu Rusya-Ukrayna savaşı olarak isimlendirilse de aslında bir tarafta Rusya, diğer tarafta da ABD ve bazı NATO üyelerinin destek verdiği ve NATO imkânlarının da kullanıldığı bir savaş olarak cereyan etmektedir. Resmen adı konmasa da bu bir Rusya-ABDNATO savaşı, bir anlamda da Rusya-Batı savaştır.
Bu savaş, ABD'nin ve NATO'nun "Rusya'yı sıkıştırma ve Çin'le birlikte çevreleme" stratejisinin bir parçası olarak Ukrayna'nın kullanıldığı bir savaştır. Rusya'nın, Ukrayna üzerinden yürütülen bu savaşla, yaptırımlarla, ambargolarla yıpratılması, zayıflatılması, kaynaklarının, ekonomisinin ve enerjisinin tüketilerek stratejik hedefe ulaşılması ön görülmüştür. Savaş Rusya açısından ise, güvenliğini ve bekasını sağlama savaşıdır.
Bu kapsamda başta ABD ve Batı, Ukrayna'ya para, silah, mühimmat, araç, uçak, her türlü taarruz ve savunma sistemleri ve istihbaratla neredeyse sınırsız destek vermektedir. Destek bununla da kalmamış, her türlü eğitim, ekipman, uzman personel ve danışmanlıklarla Ukrayna'nın savaş kapasitesi de arttırılmış, hatta bölgede paralı askerler de görevlendirmiştir. Ukrayna'ya verilen modern silah ve sistemlerin kullanılabilmesi için uzmanların ve ekipmanların fiilen görev aldığı da bir vakıadır.
Son zamanlarda ABD'nin Ukrayna'ya balistik füzeler göndermesinin ve bunları Rusya toprakları içlerinde de kullanabileceğine izin vermesinin, İngiltere ve Fransa'nın da aynı uygulama içine girmesinin hemen ardından bu silahlar, Rusya toprakları içlerinde kullanılmaya başlanmıştır. Rusya da buna havada imhası zor olan, isabet ihtimali ve etkisi yüksek, yeni yapım orta menzilli hipersonik balistik füzeyle cevap vermiştir. Gelişmeler, Rusya-NATO savaş ihtimalini arttırmıştır.
Tarafların davranışları ve sebepleri
Biden'ın iktidarı boyunca uyguladığı Rusya Stratejisini, giderayak balistik füzelerin Rus topraklarında kullanılabilmesi kararıyla desteklemesinin, Trump yönetimini de bu stratejiyi devam ettirme zorunda bırakma düşüncesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
İngiltere ve Fransa'nın da bu uygulamaya, AB'yi, özellikle Almanya'yı zora sokarak Rusya'dan koparma ve ticaretini baltalama düşüncesiyle katıldığı söylenebilir.
Rusya da buna karşılık, toprakları içinde tolere edebileceğinden daha fazla füze saldırısıyla karşılaşması ve bunu hâlen kullanmakta olduğu silahlarla durduramaması halinde daha üst bir silahı kullanma mecburiyetinde kalacağını beyan etmiştir.
Rusya'nın bu beyanı, karşı taraf nükleer silah kullanmadan kendisinin nükleer silaha başvurmayacağı taahhüdünü değiştirdiğini, kritik tehdit altında olduğunu değerlendirmesi durumunda resmen nükleer savaşı başlatabileceğini ve balistik füzelere karşı nükleer bir cevap verebileceğini göstermektedir.