Güvenliğin pazarlığı olmaz

Türkiye'nin, İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliğine itirazı doğru bir yaklaşımdır. Ancak itirazın, bu ülkelerin terör örgütlerine verdiği destekten dolayı yapıldığı açıklanırken, NATO'nun daha fazla genişlemesinin de tehdidi arttırdığı gerçeği atlanmış ve genişlemenin desteklendiği beyan edilmiştir. Genişleme doyum noktasına ulaştı Soğuk Savaş'ın sonrası Sovyetlerden kopan ülkeler, bir taraftan bağımsızlıklarını kazanırken, diğer taraftan da güvenliklerini sağlamanın yollarını aramaya başlamışlardır. Bu ülkeler uzunca bir süre fazla güvenlik endişesi yaşamamışlardır. Ancak Rusya'nın toparlanmasıyla endişeleri artmış, finans ve malzeme sıkıntıları da olunca kendilerini NATO içine atarak sıkıntılardan kurtulmaya çalışmışlardır. Rusya'nın, özellikle Avrupa'nın güvenliğine tehdit olduğu düşüncesi, NATO'nun genişleme sürecini de beraberinde getirmiş ve 1999'dan 2020 yılına kadar, ABD'nin yönlendirmesiyle doğuya Rusya'ya doğru genişleyerek üye sayısını 16'dan 30'a çıkarmıştır. ABD, stratejisini NATO'ya da kabul ettirmiş olup, nihai hedefi Rusya'yı sıkıştırıp, Çin'i oyun dışına itip tek kutuplu bir dünya düzeni oluşturmaktır. Genişlemenin amacı, Avrupa'nın güvenliği olarak ifade edilse de, esasen ABD'nin Avrupa'daki hegemonyası olduğu ve bunu için de NATO'yu kullandığı bir gerçektir. Bu durumda Rusya'nın beka endişesiyle, NATO'nun daha fazla genişlemesine artık tahammül edemeyeceği ve bunun da Avrupa'da güvenlik sorunu yaratacağı bir gerçektir. Nitekim genişlemenin doyum noktasına geldiği, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasıyla gün yüzüne çıkmıştır. Genişleme devam etmemelidir Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı, Finlandiya ve İsveç'i endişelendirmiş ve yıllardır tarafsızlık politikası izleyen bu ülkeler de NATO'ya katılmak istemiştir. NATO'nun genişlemesine başta ABD, birçok NATO üyesi de buna isteklidir. NATO Genel Sekreterliği de ABD'nin etkisiyle aynı paraleldedir. Rusya da bunun sonuçlarının olacağını açıklamıştır. Zaten Ukrayna'da başarısızlıkla yüz yüze gelen Rusya'nın, Üçüncü Dünya Savaşı'nı dahi göze alan bir çılgınlıkla, nükleer güç kullanabileceğini öne sürmesi, esnek mukabele stratejisinin bir tarafa bırakılarak karşılık verilmesini beraberinde getirebilir. Genişlemenin devam etmesi sadece Avrupa'nın değil, Türkiye dahil daha geniş bir sahanın güvenliğini de tehlikeye sokacaktır. Bu nedenle Türkiye, NATO'nun genişlemesinin yaratacağı tehlikeyi de dikkate almalı, İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğine yaptığı haklı itirazın arka planında bu durumu da hesaba katmalıdır. İsveç ve Finlandiya'nın üyeliğine itiraz Türkiye'nin NATO'nun genişlemesine destek vermesi, İsveç ve Finlandiya'nın katılımını da koşulsuz kabul edeceği, ABD ve NATO'nun aksine hareket etmeyeceği şeklinde düşünüldüğünden, bu üyeliklere itiraz