O vatana emanet siz de bize emanetsiniz

"Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ateş düştüğü yeri yakar demişlerdir bu da doğru onu da biliyorum... Benim en yakın akrabam şehit düşmüştü 17 sene önce... Evimiz bir anda ana baba günü olmuştu... Bayraklar asıldı evin balkonundan, sokaklar bayraklarla donatıldı. Mahalleli sokakları doldurdu... Tekbirler getirildi... Evimizin bir odasını şehit odası yaptık. Onun kıyafetleriyle fotoğraflarıyla hatıralarıyla ve Türk bayraklarıyla donattık... Şehrin en ileri gelen idari mülki amirleri geldi... Komutanları geldi. Nasıl yani o kadar ki şehit evimiz düğünevi gibi oldu... Dediler ki: 'Bundan sonra her zaman yanınızdayız. Ne zaman isterseniz yanımızdasınız. O vatana emanet siz de bize emanetsiniz.' Nasıl sevindik... Nasıl gururlandık, nasıl coştuk... Şehidimizi defnettik... Birer ikişer eş dost mahalleli taziyesini dileyip çekildi... İki üç güne kadar evimiz sakinleşti ve biz kendi kendimize kaldık... Bayrama yakındı galiba... İki ay mı ne vardı... Bayrama gelenlerimiz olur belki dedik, o amirlerimizden memurlarımızdan... O bayram beklediğimiz olmadı... Şehidimizin odasında annesi babası ve birkaç akrabamız bayram yaptık boynu bükük... Sonraki bayramlar da olmadı... Benim annem yetim olmasa da çocuk yaşta babasını kaybetmiş birisiydi... Dedi ki bir gün "Ah kızım sen ne diyorsun Deden öldüğünde ben daha ilkokula yeni gidiyordum çocuktum... Tabutunun ardından 'baba hani beni besleyip büyütecektin' diye içli içli ağlarken kolumdan tutan amcam 'üzülme biz bakacağız artık sana kızım' diye beni teselli etmişti de sonraki günlerde bir defa olsun yüzünü görmemiştim... Ağlarsa anan ağlar, diye söylememişler mi" diyordum ki devletimiz o şehidin ana babasına ev verecekmiş. Nasıl sevindim. Nasıl duygulandım. Hep işte böyle olsun... Şehitlerimizin ailelerini çocuklarını unutmayanlardan Allah razı olsun. Allah devletimize milletimize zeval vermesin. Rumuz: "Kınalı"-İstanbulGözden ırak olsak da gönülden ırak olmayalım"Feridun Ağabey, Adalet Bakanlığı bünyesinde vakıf işletmelerinde çalışanlar var. Devletimize milletimize bulundukları görevlerde gerçekten özveriyle hizmet etmekteler. Görevleri gereği göz önünde değiller. Geri planda hizmetteler. Devletimizin önemli kademelerinde hizmet etmekte olan sevgili mensupları gibi onlar vatandaşlarımızla doğrudan iletişim kurmak ve hizmet vermek durumunda olmuyor. Belki de böyle olduğundan 'gözden ırak olan gönülden ırak oluyor' Kurumun devlet bütçesine katkısı bu sene ve gelecek sene, geçen yıllarda olduğundan daha önemli hâle geldi çok şükür. Buna seviniyoruz. Bu seneki ücret belirlemelerinde, bu işletmelerde çalışanların ücretleri belirlenirken onlara da en azından en düşük memur maaşı temel alınarak ücret belirlemesi yapılabilir mi Bir yakını olarak düşüncelerimizi arz ediyor saygılar sunuyorum." Bir okuyucuGölcük ve deprem gerçeğimizFeridun Ağabey, iki günden beri İzmit Gölcük'teyim. Merkezi Gölcük olan depremin 24. yılı geçti. Hiç dinmeyen acılarımız bir kez daha tazelendi. Gölcük depreminden daha büyük Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023'te meydana gelen depremi zaten unutmuş değiliz. Allah göstermesin İstanbul için söylenen ve beklenen deprem için de elimiz yüreğimizde. Bir acı gerçek daha var ki o da depreme hazırlık yapmıyoruz ve başımıza gelen felaketi çok çabuk unutuyoruz. Balıkesir de birinci kuşak deprem bölgesinde olması nedeniyle deprem gerçeğini oğlumun Gölcük'te görev yapması nedeniyle ara sıra oraya gidiyor deprem faciasının yaşandığı yerleri ziyaret ediyorum. Ne zaman Gölcük'e gelsem ilk ziyaret edeceğim yer deprem merkezi ve deprem anıtı oluyor. Ben ne zaman Gölcük'e gitsem özellikle en fazla depremin tam merkezi olan o deniz kenarındaki Kavaklı bölgesine gidiyor oralarda dolaşıyor o gece yaşananları hatırlamaya çalışıyorum. Anlatılacak ve yazılacak çok şey olmasına rağmen benim en fazla dikkatimi çeken önemli birkaç konuya dikkat çekmek istiyorum, bunların en önemlisi aradan bunca yıl geçmesine rağmen Gölcük'te ne kadar yeniden yapılanma ve değişim yaşansa bile depremin izlerinin tam olarak silinmediği ve yıllar geçse bile unutulmasının imkânsız olmasıdır. İkinci husus başta Kavaklı bölgesi olmak üzere diğer sahil boylarında denizden doldurulup ne yapılmışsa depremde hepsi yıkılmış ve deniz hepsini tekrar içine almış, yani bir başka deyimle deniz insanlardan verdiği yerleri geri alarak, intikamını almış!.. Bir diğer ibretlik olay da tamamen yıkılan bazı yerler fay hattında olduğundan ve üzerine bir şey yapılmayıp boş bırakılmış bazı bina ve arsa yerleri tamamen temizlenmiş olmasına rağmen aradan geçen bunca yılda tamamen kuru toprak hâlinde kalıp üzerinde yeşil bir otun bile bitmeyip, yeşermemiş olmasıdır. Bu vesileyle deprem gerçeğini unutmadan, yetkililerimizin depremle ilgili aldıkları ve alacakları tedbirlere teşekkür ediyorum...