Tükenmişlik hâli, ruhsal sorunları da tetikliyor

Feridun Ağabey, Dünya Kadınlar Günü sebebiyle aile yapımızın ve gençlerimizin evlilik konusunda yaşadığı sorunların, sıkıntıların sebep ve sonuçlarıyla ilgili duygularımı düşüncelerimi sizinle paylaşmak istedim. Bu konuyu biraz etraflıca incelediğimizde temelde birçok sosyolojik, psikolojik, kültürel ve ahlaki zaaflarımızın, geleneksel hayattan kopartılmış olmanın sonuçlarını görüyoruz. Gençlerimiz yaşadıkları hayatın getirdiği sosyolojinin yansıması olarak evliliğe karşı dayanıksız oldukları kadar sabırlı olmaya da güçleri yetmiyor. Hatta yalnız evliliğe değil dostluğa, sadakate, paylaşmaya, insan yükü çekmeye ve sıkıntılara karşı da dayanaksız ve sabırsız durumdalar. Bu nedenledir ki sadece evliliklerimiz değil, dostluklarımız da eskisi kadar kalıcı olmuyor. Bedensel ve tensel hazzı aşka, dostluğa, arkadaşlığa ve vefaya tercih eden bir nesil var artık. Ne hazindir ki genel olarak günümüz insanı ve bilhassa gençlerimiz, ışığın etrafından ayrılamayan kelebek gibi teknoloji dünyasının bağımlısı olmuştur. Teknolojik gelişmeler, köylerin terk edilmesi, şehirleşme diyerek gelinen hayat üreten değil tüketen bir toplum hâline getirmiştir. Hayatımızda her şeyi çok çabuk tüketiyoruz. Stresimizi, ruhsal doyumsuzluğumuzu tüketerek örtmeye çalışıyoruz. Bilhassa bireyselleşmenin ön plana çıktığı aile bağlarının, dostluk ve komşuluk ilişkilerinin neredeyse yok olduğu günümüzde, şuuraltı bunalımlarımızı devamlı tüketici olmakla atlatmaya bununla mutlu olmaya çalışır olduk. İhtiyacımız olsun olmasın alışveriş yapmak, fazla yemek, içmek, sürekli yeni şeyler giyinmek daha mutlu ediyor bizi. Aslında mutlu etmiyor, yetmeyen ilacın dozunu artırmak gibi daha daha daha istiyor Bu öyle sıkıntılı bir süreç ki aileler parçalanıyor nine, dede, anne ve baba ile aynı çatı altında yaşamak istemeyen aynı evi paylaşmayan gençlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bu gençler ki bir süre sonra iki kişi olarak, yani eş olarak bile aynı hayatı ve evi paylaşamaz ruh hâline geliyor. Kentsel büyüme aksine bu sıkıntılarımızın büyümesine sebep oluyor. Geleneksel komşuluk ilişkilerinin bitmesi ve apartman hayatı ve metropol insanlığı yalnızlığa itiyor. Şehir yaşantısı, trafik, kalabalık, koşuşturma ve günlük stres kadın erkek ayırmadan insanı tüketiyor. Bu tükenmişlik hâli, ruhsal problemlere de davetiye çıkarıyor. İnsan artık kimsenin yükünü çekemez hâlde dünyanın ve zor hayat şartlarının yükü altında eziliyor, kayboluyor Em. Sağ. Yazar-Aslan Torun Üç okula bir sekreter ve yardımcısız okul müdürleri! "Feridun Ağabey, yurt dışı görevim sırasında oradaki bazı uygulamalarla bizim buradaki bazı uygulamalar arasındaki bazı farklılıkları anlatacağım. 350 öğrencili bir okulda çalıştım. Tek bayan müdür okulu yönetiyor. Yardımcısı yok, sekreteri yok, hizmetlisi yok. Üç okula bir sekreter verilmiş. Bu sekreterin hangi okula hangi saatler arasında geleceği belli. Müdür sekreterin işlerini bir dosyada biriktiriyor, sekreter gelince gerekli çalışmasını bitirip