Hayat mı zor yoksa hayatı mı zorlaştırıyorlar

Feridun Ağabey ben size 11 Ağustos ve 13 tarihlerinde yazan okuyucunuzum. Son yıllarda ülkemizde gerek dünyamızda yaşananlar uykumuzu kaçırmaya başladı. İsrail devletinin Filistinli Müslümanlara uyguladığı vahşete dünyanın sessizliği kulaklarımızı sağırlaştırdı. O kadar sessizler ki bir köşe yazarının yazısını okudukça günaha mı girerim isyan mı olur bilemedim. Sayın yazar hocama da bizlere de Allah sabırlar versin. Bugünlerde İsrail ürünü almıyoruz. Kardeşim yerli ürün alıyorsun, arkadaş diyor ki: "Bulaşık makinesi için aldığım deterjan bardakları sapsarı yaptı!.." Diğer bir arkadaş "Çamaşırları yıkamadı hanımla tartışıyoruz" diyor. İyi de yerli ve millî olmak bu mu Fiyatlar aynı, eksik yanı yok. Bir tık sağlam ve kaliteli yapsalar böyle zor zamanlarda fiyatları da cazip hâle getirseler. Örnek olarak 5 lira değil de 3 lira kazansalar ne kaybederler Sonra da diyoruz ki şöyle böyle...

Çalıştığım iş yerinde hava tabancası kullanıyoruz. Yerli ürün, açık ve kapalı hâli hiç fark etmiyor hava kaçırıyor. Geçenlerde müdür söktü "Kompresör boşaltır diye Almanya'dan sipariş verelim" dedi. Bu işlere ne diyelim Biz niye bu kadar değiştik Bozulduk mu bilmiyorum "Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul'u almadan evvel İstanbul alınmıştı zaten" diye bir yazı okumuştum. Çünkü Bizans halkı bıkmıştı. "İstanbul'da Bizans külahı görmektense, Osmanlı sarığı görmeyi tercih ederiz" denildiği bir dönemden bu hâle nasıl geldik

Denetim yok. Fiyatlar uçuk. Geçen vefat eden bir komşu için "Arazi veraset davası yüzünden mahkeme yaklaşık 30 yıl sürdü" diyorlar. Adamcağız sonucu görmeden ölmüş. Öte yandan alt gelir grubundaki gariban eziliyor, kiracı ev sahibi kira meselesi çözüldükçe dolaşan bir yumak hâlini aldı. Kira ücretleri asgari ücreti geçti dur diyen yok. Aynı binada bir kiracının ödediği kira kadar 3 kiracı birden oturuyor...

Benim satın aldığım evimden çıkmayan kiracı meselesi mi Hâlâ sıkıntı devam ediyor. Avukata verdik ne olur bilmiyorum. Bunlarla Reis'e oyun mu oynanıyor bilemiyorum. Hiç heyecan kalmadı bende. Adalet gecikmez, tez verilmeli; "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" sözleri ve nerdesin adalet Saygılar Efendim.

Ömer Murat-Tekirdağ Sistemi kuranlar bunu da düşünmüş müdürBir düşündüm de dünyadaki bütün otomobiller elektrikli olsaydı. Hani haberlerde kış günleri kar fırtınasında, soğuğunda üç dört saat trafikte mahsur kalma durumu olduğunda bataryalar tamamen biterdi. Çünkü elektrikli arabaların temelde ısıtması yoktur. Fosil yakıtlı otomobillerde iklimlendirme sistemi, gücünü motordan alırken, kabini ısıtmak için motor sıcaklığını kullanır. Elektrikli otomobillerde iklimlendirme sistemlerinin gücü bataryadan sağlanırken kabini ısıtmak için herhangi bir atık sıcaklık kaynağı yoktur. Hele şehirler arası yaşandığında pil yok, ısıtıcı yok, cam sileceği yok, radyo yok, GPS yok, batarya boş, hoş olmasa gerek.Dünyadaki tüm araçların elektrikli olduğunu varsaysak 112'yi arasanız kadınları ve çocukları alabilirler belki ama yardıma gelemezler. Çünkü tüm sokaklar kapalı olur ve tüm polis arabaları da elektrikli olacağı için yollar binlerce pili olmayan el feneri gibi anlamsız hâlde durur. Kimse hareket edemez. Keza yaz tatillerinde de elektrikli arabada klimayı açık tutmak da aynı sorun olsa gerek o zaman da pil çok kısa sürede biter...Aklıma geldi de enteresan değil mi Bakalım bunların çaresini nasıl bulacaklar Bilim geliştikçe kendini geliştirir derler... İklim değişimi diyerek sistemi kuranlar bunu da düşünmüşler midir