En önemli unsur, yetişmiş personel olmasıdır

Kıymetli Feridun Ağabey, kar esareti için bir iki satır yazmak elzem oldu. Tüm belediyeler seçilmiş olan iktidarların bir parçası olmalı, komple gelmeliler komple devretmeliler gelen partililere. Sanki doğudaki gibi kar var da durdu İstanbul Sadece kilitlenmiş sistem var. Devlet içinde devlet olmaz! Her şey devletin yönetiminde olmalı. Eti kemiği seçtiğim iktidarındır. O gece tüm kurtarma ekiplerini seferber edersiniz akut itfaiye zabıta çekici araçları personel tuzlama solüsyonu vs. Selimpaşa'dan Yenibosna'ya ring yapacak yolda acemi, kar lastiği olmayan, stop eden tüm araçları ücretsiz acil park bekleme ceplerine taşıyacaklar. Tüm ilçelerin itfaiye araçları, karayolları, emniyet şeritlerini açık tutmak için sürekli anons ve ikaz; polis jandarma ekipmanları ile Arnavutköy Hadımköy vs. hepsi sorun olmadan sorunu karşılayacak! Otobanlarda bariyerler araçların geri dönebilmesi için karayolları ekiplerince acil sökülür durumda sökülüp takılır hâlde yapılmalı ki geri dönüşler sağlanabilsin. Kesintisiz bariyerler, sapaklar olmayınca kilometrelerce kuyruk oluşuyor! Belediyeler seçilmiş partiden olursa tüm belediyeler koordinasyon içinde çalışır çapraz sorun çözerler yetki alanı filan kalmaz On numara beş yıldız olur Tek elden takip sistemi Son olayda eminim en önemli etkenlerden biri de yetişmiş birçok personelin işten çıkarılması ve yerine tecrübesiz elemanların alınması Yolu bilmez sistemi bilmez kar küremeyi bilmez solüsyonu bilmez bağlı olduğu ilçe sınırını bilmez "çık bunu dök" dersen çıkar ama bu, hiçbir işe yaramaz İyi yöneticiler "bir personel ile nasıl uzun süreli çalışırız" hesabı yapar Kabiliyeti olmayan biri gider bini gelir der. Çalışmayan personel değil çalıştıramayan yöneticiler vardır, öyle öğrettiler bizlere. Dualarımdasın Rabbime emanet olun inşallah Ağabeyciğim... Erdinç Işık-Kartalİstanbul Küçük çocuklu annelere Feridun Ağabey, bundan birkaç gün önce bir restoranda dört beş yaşlarındaki çocuğuna çorba içirmeye çalışan bir anneye gözüm ilişti. Genç anne alışmalı diyerek çocuğunun çorbasını kendisinin içmesini söylüyordu. Çocuk ise severek içmesine rağmen çorbanın yarısına kadar ancak içmişti. Eli bir türlü çorbaya gitmiyordu. Annesi "tamam bu kadar, bu çocuk da hiçbir zaman çorbasını tam içmez" diyerek garsona seslenecekti çorba tabağını kaldırması için. Yaşça büyük olmamın verdiği cesaretle dedim ki: "Kızım bir şey diyebilir miyim Bu yaşta çocuklar bir kâse çorbayı hem de çorba kaşığıyla değil tatlı kaşığıyla bitiremezler. Çünkü kolları narindir yorulur. Onlara kalan çorbayı kaşığı siz elinize alarak içirirseniz göreceksiniz içerler..." Genç anne sağ olsun sözümü dinledi. Çorbayı garsona vermekten vazgeçti. Kâsedeki kalan çorbayı kendisi çocuğa içirmeye başladı. Benim için sürpriz olmadı ama anne şaşırarak ve sevinerek "A teyzeciğim hepsini içti. İnanamıyorum. Demek ki çocuğun gerçekten kolu yoruluyormuş" diyerek bana teşekkür etti... Elbette her çocuk için her durum için geçerli olmamakla birlikte eğer çocuğunuz sevdiği bir yemek olduğu hâlde bu şekilde içemez hâle geldiyse onun yorulabileceğini de hesap etmelisiniz. Tüm yeni annelere sevgilerimle... Sıdıka Teyzeniz Tüm tarafları memnun eden sonuçların elde edilmesi için "Sonuç odaklı