"Basın plakası olan bir aracı niye çektiniz!"

Feridun Ağabey belki benim gibi birçok kişinin başına gelip derdini anlatamadığı bir konuyu paylaşmak istiyorum.

Ben senelerce basın sektöründe hizmet vermiş ve bu sektörden emekli olmuş bir basın mensubuyum. Hâlihazırda "Sürekli basın kartı" hamiliyim. Gerek senelerce çalıştığım kurumlarda gerekse özel hayatımda devletimizin güvenlik güçleri hakkında daima olumlu düşünmüş, buna göre vazife yapmış ve buna uygun hareket etmişimdir. Ancak yaşadığım son olay bende gerçekten hayal kırıklığı yaşamaya sebep oldu. Şöyle ki, şahsıma ait aracımla Büyükçekmece'deki Mimar Sinan Devlet Hastanesine torunumu muayene için götürdüm. Birçok yerde olduğu gibi burada da otopark sıkıntısı olduğundan diğer bütün araç sahiplerinin yaptığı gibi yol boyuna trafiği aksatmayacak bir şekilde aracımı park edip torunumu doktora götürdüm. Yaklaşık 2 saat sonra işimiz bitip hastaneden çıktıktan sonra park ettiğim yere geldiğimde aracımın yerinde olmadığını gördüm. Acaba aracım çalınmış mıydı veya başka bir durum mu vardı Malumunuz senelerce çalışıp ikinci el bir araç almışız emekli maaşıyla yakıt parasını zor denkleştirip işimizi görmeye çalışıyoruz. Benimle birlikte park etmiş olan birçok araç olduğu gibi duruyordu. Bir tek benim aracım yerinde yoktu. Aracımın nerede olabileceğini araştırmaya başladım. Birçok kişiye sorduktan sonra aracımın trafik tarafından çekilmiş olabileceğini ve yakınlarda bulunan bir otoparkta olma ihtimalinden bahsettiler. Bunun üzerine sora sora yakınlardaki o otoparka ulaştım ve aracımın orada olduğunu öğrendim.

Aracımda Emniyet Genel Müdürlüğünden verilmiş olan BASIN plakası olmasına rağmen bir yediemin otoparkına çekilmişti. Buradaki görevliye: "Basın plakası olan bir aracı niye çektiniz" diye sorunca kendilerinin değil trafik polisinin çektiğini söylediler. Trafik polisine de aynı soruyu sorduğumda yanlış park etmişiniz gibi bir şeyler söyledi. Aracımı nasıl alacağımı sorunca 600 lira çekme parası 60 lira da otopark ücreti ödemem gerektiğiniz söylediler. "Bu parayı ödemeden arabayı kıl ucu kadar kımıldatamazsınız aksi hâlde güzelce benzetiriz" gibi bir de tehditler savurarak etrafımda dolanmaya başladılar. "Biraz karşı gelsem herhalde torunumu getirdiğim hastaneye kol bacak kırılmış olarak bu defa ben yatmış olurdum" diye düşünüyorum. Cesaretin varsa ödemeleri yapma.

Burada benim düşüncem şöyle: "Eğer park edilen araç trafiği aksatmıyor insanların geçişlerine mâni olmuyorsa böyle bir aracı çekip de araç sahiplerine eziyet etmek yerine, yapılması gereken yanlış park suçunun gerektiği cezayı kesip tebliğ etmek olmalıdır. Yoksa böyle gasbeder gibi vatandaşın aracının çekilmesi ve oldukça yüksek bir tutarda zoraki araç çekme ücreti ve otopark ücreti ödemeye mecbur bırakılması ne medeniyete ne de vatandaşlık hak ve hukukuna uyar. Bilakis vatandaşta resmî kuruma güveni sarsar. Şahsen ben bu olaydan sonra bir işim olduğu zaman o polis memuruna gitme hususunda tereddüde düşer hâle geldim...

Netice olarak kurumlarımızın saygınlığına leke düşürülmemesi gerekiyor. Bir teşkilat, zoraki tahsil edeceği çekme ücretleri ile mi gelir elde edecek Orada benim gibi aracı çekilmiş olan vatandaşların çoğunlukla kanaati "sırf para almak için bu araç çekme işinin yapıldığı" daha da kötüsü "buradan ilgili yetkililere pay aktarıldığı" şeklindeydi. Oysa devlet bütçesinde Emniyet Hizmetleri için yüklü bir pay ayrıldığını ve İçişleri Bakanımızın emniyet mensuplarının maaş ve sosyal haklarının iyileştirilmesi için azami gayret gösterdiğini biliyoruz. Emniyet güçlerimizin itibarını aşağıya çeken böyle uygulamalara son verilmesini temenni ederek durumu ilgili bütün birimlerin dikkatine sunarım. Saygılarımla...