Arsamın bedeli ödenmedi, mağduriyetim giderilmedi

Bir derdim var Feridun Ağabey, 2005 yılında 144 metrekare arsa aldım. İstanbul Başakşehir, Kayaşehir'de arsam hakkında TOKİ şufa (ön alım) hakkı kullandı. Arsam böylece elimden alındı. Bunun karşılığında bana para da ödenmedi. 2015 yılında konuyu mahkemeye verdim. Birinci mahkemeyi ben kazandım. TOKİ bu karara itiraz etti. İkinci mahkemeyi de TOKİ kazandı. Böylece hiç para alamadım. Hangi devlet kapısına gitsem sonuç alamadım. Lütfen arsamla ilgili mağduriyetimin giderilmesi için sesimi yetkililere ulaştırarak bana yardımcı olur musunuz İletişim bilgilerim size gönderdiğim faksta mevcuttur. Saygılarımla... Hüseyin Durdu-Kırklareli Dilenciler ve vicdanımın çaresizliği Feridun Ağabey, eskiden de dilenciler vardı ama şimdilerde dilencilik galiba birilerinin yönettiği sektör hâline geldi veya getirildi Bir metrobüs üst geçidinde merdivenin başından itibaren öteki ayağına kadar tam altı tane dilenci olur mu İnanın gözlerimle gördüm. Birisi orta yaşı geçkin bir kadın, birisi yedi sekiz yaşlarında erkek çocuk birisi o yaşlardan bir kız çocuğu böyle gidiyor Ayağında yara gösterenler, "açım" diye kartona yazı yazanlar, "sokakta kalıyorum" diye yazan yirmili yaşlarda delikanlılar Metrobüslerde vapurlarda boyuna asılı akordeon türü çalgılarla koltuk koltuk baştan sona dolaşanlar, say say bitmiyor Şunu söyleyeyim; evden çıkıp akşam dönene kadar her gördüğünüz dilenciye bir lira verseniz en az günde elli lira para vermeniz gerekir Benim üzüntüm vicdanım kanıyor Öyle masum çocuklar ki, öyle zavallı insanlar ki, öyle çaresiz yaşlılar ki onlara kayıtsız kalarak geçmeye vicdanım el vermiyor Sizden ricam bu konuyu Belediyeler başta olmak üzere tüm yetkililere ulaştırmanız Bu çaresiz insanlara bir kapı aralamalarını bu zavallı çocuklara da sahip çıkılmasını sağlayacak tedbirler almasına çağrıda bulunmanız Ömer Durmaz-İstanbul Süt neyse kaymak da odur! Aslında üç yüz yıllık bir nemelazımcılığın sonucu bu ama birkaç örnek maddeyle özetlemeye çalışayım: Üretici eğitimin yapıldığı okullar kapatıldı bravo dedik. Montaj sanayii teşvik edildi. Müthiş dedik. "Yerli uçak, tren, silah, ilaç üretenleri yok etmek için çabalayanlara ses etmedik. Günün 15 saati evde abuk-sabuk tv yayınlarını izledik. Hemen hemen her yıl değişen eğitim sistemine böyle olmaz demedik. Yerli mallarını küçümsedik. Evimize Türk malı sokmadık. Birikimlerimizi altın, döviz, beton, arsa, tarla, kripto gibi tamamen ölü yatırımlara gömdük. Eve kitap, gazete, dergi almadık. Minicik ilçeler il yapıldı aferin dedik. Dağ başlarına laboratuvarsız, hocasız, stajsız