Yanlışlık yok

Güzel, zarif gelinim Deniz Sirmen'in özenli ve şefkat dolu nezareti altında, Makbure Hanım ile yalnız yaşıyorum. Günlük alışverişi, bakkala, kasaba, manava telefon ederek (hepsi sonradan Deniz tarafından gözden geçirilmek üzere) ben yapıyorum. Her sipariş geldiğinde, yeni bir şokla karşılaşıyor, açlığın kapıya, dayanacağı günlerin korkusuyla titriyorum. Her şey üzerimden dozer gibi geçerken "Neyse ki yakında bitecek" diye ölümden medet umuyorum.Korkunç bir durum.Herkes, "Faiz sebeptir, enflasyon sonuç" kâbusuna uyandığımızdan beri, korkunç yanlıştan ne zaman vazgeçeceğimizi merak ediyor. Sanki enflasyon, bir hatanın bir yanlışlığın sonucuymuş gibi. Oysa ortada yanlış falan yok. Ne kuvvetler ayrılığının çökmesi ne adaletin zulme tebdil edilerek ayaklar altında çiğnenmesi ne yasamanın yalama olması, ne yürütmenin, yargının Reis'e ram olması ne tarımın çökmesi ve ordunun esir düşmesi ne dış politikadaki kahredici yalnızlık yanlışlık sonucudur.Ortada herhangi bir yanlışlık yok.Her şey bilerek düşünülerek yapılıyor. Ortada yanılgı yok, kasıt var.Türkiye'nin ürettiğinden çok tüketen yağma ve talan düzeni, aydınlıktan yeniden karanlığa dönüş hızı artık en üst düzeye geleli beri, 21. yüzyıl ile birlikte Aydınlanmacı laik Cumhuriyet, şeyhler tarikatlar sultasında bir totaliter şeriat devleti haline getirilmek üzere kollar sıvandı. Amerikan emperyalizmi ile İhvan'ın, yerli ortaklarının birlikte dizayn ettikleri AKP projesi hızla harekete geçirilerek Aydınlanmacı Cumhuriyetin kurul ve kurumları yargı, TSK, Milli Eğitim, yasama teker teker tasfiye edildi.Yağma ve talan ile inşaat sektörüne dayalı ekonomi hızla üretimden uzaklaştırılıyor, Türkiye'de tümüyle üretim dışına itilmiş tarım çökertiliyor, her alanda üretim geriliyor, ithalata tüketime dayalı büyüme modeli teşvik ediliyor, katma değer üreten alanlarda üretim geliştirilmiyor, yağma ve talan ekonomisine müteahhitler ile birlikte oturanlara akıl almaz yöntemlerle kaynak transfer ediliyor, bu arada düzenin politik, ekonomik, egemenleriyle bağdaşmayan, emperyalizmin hesabına uymayanlar tasfiye ediliyor, bunlar yapılırken eskiden kalma demokrasi benzeri rejimin kalan kurumları da yeni oluşumun önünü tıkamasınlar diye yıkılıyorlardı.Yağma talan ekonomisinin, üretmek yerine ithal etmeyi tercih eden politikalarıyla da tarım bir yanlışlık sonucu değil, kasten çökertiliyordu.