Neden yıkıyorlar

Atatürk Havalimanı'nın pistleri de dahil, yıkılmasına iktidar tarafından karar verilmesi ve dozerler, kepçelerle yıkım makinelerinin sahaya gönderilmesi büyük tepkilere yol açtı.Yandaşlarına kamu kaynaklarını aktarmak için, gelir garantili köprüler, otoyollar, havaalanları, hastaneler vb. yapan AKP iktidarı, dört bir yana saldırması yüzünden de Vandalizmin, dönemimizdeki en çarpıcı örnekleri arasında yer almaktadır.Vandalizm sözcüğü ilk kez 455 yılında Roma'daki sanat eserlerini yakıp yıkan Germen kavminden galat, papaz Abe Greogoire tarafından Cumhuriyetçiler için, kullanılmış ve zaman içinde Roma'ya saldıran ilkel Germen kavimlerin tümü Vandal olarak anılmıştır.Daha sonra sanat yapıtlarını, mimari eserleri yakıp yıkarak, bunların sahiplerine meydan okuyan hareketler de her yerde Vandalizm olarak nitelenmiştir. Vandalizmin çağımızdaki en tipik uygulamacı ise kitap yakmalar ve Yahudilere ait eserleri tahrip ile Nazilerdir.Çağdaş Vandalizmin bir başka örneği ise yirminci yüzyılın ortasında, 1955 yılının 6 ve 7 Eylül günlerinde İstanbul'daki gayri müslimlere ait olan veya olduğu sanılan mağazaların yakılıp yıkılması ve malların yağmalanması hareketidir.Yağmanın kişisel çıkar için kullanılmayıp yalnızca üretilenin talan edilmesi yoluyla aşağılanması, başkasına ait izlerinin silinmesi demek olan Vandalizmin ayırt edici niteliği, yağmalamanın kişisel çıkarlara yönelik olmamasıdır. Nitekim, 67 Eylül olayları sırasında bazı münferit çalma ve yağma olaylarıyla karşılaşılsa bile asıl amacın buna yönelik olmadığı herkesçe kabul edilmektedir.AKP'nin iktidara geldikten sonra, yandaşlara kaynak transfer etmek üzere girişilen,"imar!" hamlelerinin yanı sıra büyük bir yıkım harekâtına girişmesi, bazılarında bunların da vandalizm olarak nitelenmesinin mümkün olup olmayacağının sorusunun ortaya atılmasına neden olmuştur.AKP'nin iktidara gelirken gizlemeyi başarıp sonradan açıkça gözler önüne serdiği gizli gündeminin, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetin yerine bir dinci cumhuriyet kurmak olduğu da artık herkesçe kabul edilmektedir.Laik, aydınlanmacı Cumhuriyetin yerine bir dinci cumhuriyet kurma eylemi iki aşamalıdır. Birinci aşama ikincinin de kaçınılmaz kıldığı yıkma eylemidir. Yıkma eylemi Cumhuriyet devriminin bütün kazanım ve kurumlarının