Laik düzen ve ahlak

İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel'in, kızını altı yaşındayken tarikat mensuplarından biriyle evlendirmesinin genç gazeteci arkadaşlarımızdan Timur Soykan tarafından haberleştirilmesi üzerine bütün Türkiye bunu konuşur oldu.Olay, mağduru H.K.G'nin şikâyeti üzerine dallanıp budaklanınca gösterilen tepkiler daha öncekilerden farklı değildi.Bir kısım tarikat mensubu, genç ve yürekli gazateci Timur Soykan'ı saldırılarının hedefi haline getirdi, bir bölümü de daha ileri giderek Soykan'ın tutuklanmasını istedi. Olay gazete ve televizyonlarla sosyal medyada geniş şekilde yer aldığından tekrar ayrıntılarıyla ele alacak değilim.Ülkemizde gün geçmiyor ki siyasal İslamın yaşam ve gelişme alanlarından olan Kuran kursları, vakıf yurtları, tarikat ve cemaatlerden çocuklara karşı işlenmiş taciz, tecavüz suçlarıyla ilgili haberler gelmesin. Olayların çokluğu ve sıklıkla aynı çevrelerde olması haklı olarak söz konusu suçlarla belirli çevreler arasında bağlantı mı olduğu yönünde soru işaretlerinin oluşmasına yol açıyor.Siyasal İslam çevrelerinin bu olaylar karşısındaki tepkileri de kuşkuları artırıyor.Gerçekten de sözü edilen çevreler yukarıda belirttiğimiz suçlar veya çocuk gelin (şimdiye kadar çocuk gelinliğin yaşının altıya kadar indiği görülmemişti) olaylarıyla karşılaşıldığında vakanın aydınlanması için yargının hemen harekete geçmesini isteyip bu konuda kendilerine düşecek yardımı yapmaya gönüllü olmak yerine, kedi pisliğini örter gibi olayın üstünü örtmek, suçu yadsımak, iftira olduğunu söylemek, ortaya çıkarana saldırmak yolunu tutmaktadırlar ve onların bu şekilde davranışı kuşkuları haklı olarak daha da artırmaktadır.Siyasal İslamın devletin erklerini eline geçirmiş olan iktidarı başta Milli Eğitim Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, TSK ile yargıyı laiklik karşıtlarının sultasına sokma gayreti içinde olduğundan kamuoyu bu tür suçlara karşı daha da duyarlı olmaktadır.Siyasal İslamın kendi dünya görüşünü, yaşam biçimini ve ahlak anlayışını dayatmayı diretmedeki inadı bir türlü kırılamadığından her fırsatta laik Cumhuriyete veya kurumlarına ya da kurucularına saldıran laiklik karşıtı çevrelerin bir de ahlak hocalığına soyunmaları karşısında kamuoyu haklı olarak tepki göstermekte ve laikliğin aynı zamanda toplumsal ahlakın da koruyucusu olduğunu düşünmektedir. Aslında bunların bugün aşılmış olmaları gerekirdi. Çünkü tarikat ve cemaat oluşumları, 1925 yılında çıkarılan tekke,