Kokoreçin uyruğu aklın buyruğu

Eyyamıbahur, yani yazın en sıcak günleri gelip de başına güneş geçtiğinden ne yaptığını bilmezlerin sayısı artmaya başlayınca Ege'nin iki yakası arasındaki abes tartışmanın yine başlamasını bekliyordum. Çok da beklemedik, 19 Temmuz Salı günkü Hürriyet'te Yorgo Kırbaki, Yunan haber sitelerinde ve Sky televizyonunda "Türkler adalarımızdan sonra şimdi de kokoreçimize (kokoretsi) göz dikti" diye haberler çıkmakta olduğunu bildiriyordu.Yunanlar, Türk kahvesi olsun, döner kebap olsun, dolma olsun, aklınıza ne gelirse gelsin kendilerinin olduğunu, Türklerin el koyarak sahip çıktıklarını ileri sürerler ve bu konuda iddialarını da sonuna kadar sürdürürler. Yıllar önce, bir röportajda okumuştum. Pire'de bir lokantada yemek üstüne sade kahve dileğini bir de "Türk kahvesi" diye dillendiren turist çifti garson terslemiş:- Türk kahvesi diye bir şey yoktur. Türkler Yunan kahvesini sahipleniyorlar. Onun aslı Yunan kahvesidir. Sonra da dönüp içeri seslenmiş:- Vasili diyo Türkiko!Ege'nin iki yakası arasındaki rekabet, ta antikçağa kadar dayanır. Yüzyıllar boyu yan yana iç içe yaşamış insanlar arasında, kendi ürünlerinin, tartışılmasını da çok yadırgamamak gerek, hele hele ulus devlet biriminin ortaya çıkmasından sonra, şovenizmin de olaya dahil olmasıyla işin boyutlarınının daha da büyümesi doğaldır. Doğrusu komşumuzun bu alandaki performansını görünce, şovenizme adını veren Monsieur Chauvin'in Fransız olduğu kadar biraz da hatta daha büyük ölçüde Yunan olup olmadığını da merak etmiyor da değilim.Öyle görünüyor ki bu yıl eyyamıbahurda Ege'nin iki yakası arasında uzun uzun kokoreçin uyruğu tartışılacak.Tartışmayı izlerken bir gerçeği de unutmamak gerekir. Aslında Ege'nin batısındaki ve doğusundaki kokoreçler birbirlerinden farklıdır. Şimdi Türk tarafı olmuş olan kıyıdaki kokoreçler yalnız bağırsaktan yapılırken batının kokoroçlerine aynı zamanda, bağırsağın içine ciğer, böbrek, uykuluk da sarılmakta bunlara bol da baharat eklemektedir ki bu lezzete yeni boyutlar katmaktadır.Fransızların da "andouillette" adını verdikleri kokoreçleri Rumlarınkine daha yakındır.Tartışmanın ayrıntsına girmeden, çekişmeyi bizim tarafın kazanmasının doğal olduğunu belirtmeliyim; çünkü aslında Türk mutfağı diyerek hepsini bir arada saydığımız lezzetler Arabistan'dan Karadeniz'e, Gürcistan'dan Kars'tan Mağrip'e üç kıta üzerinde uzanan bir imparatorluk mutfağıdır ki Türk, Rus, Rum, Ermeni, Yahudi, Arap, İspanyol gibi