Yeniden hoş geldin Halep

Yeniden hoş geldin Halep

Ali Sandıkçıoğlu

Yıllar önce Halep ile alakalı olarak "AH HALEP AH!..." başlıklı bir yazı yazmıştım. 8 Aralık 2024 tarihinde TV'lerde Suriye'nin, dolayısı ile Halep'in kurtuluşunu seyredince aynı yazıyı düzenleyerek yayınlanmak üzere AKİT gazetesine göndermeye karar verdim. İnşallah faydalı olur.

Suriyeli kardeşlerimize gözleri aydın olsun derken, aynı sevinci, aynı coşkuyu Filistin'deki, Gazze'deki, Lübnan'daki mazlum kardeşlerimiz ile dünya genelinde; dini, dili, rengi ve mezhebi ne olursa olsun zulüm altında inleyen tüm mazlumların en kısa zamanda esaret ve işkencelerden kurtularak, huzur ve refaha kavuşmalarını Rabbimizden niyaz ederim. Allah (CC) Bütün mazlumların yardımcısı olsun Âmin Bir zalim daha yıkılıp gitti. Darısı tüm zalimlerin başına olsun Zulümle kurulan saltanatların sonu mutlaka hüsrandır. Tarih bunun canlı örnekleri ile doludur.

AH HALEP AH!...

Halep çok eski bir şehirdir. Rivayetlere göre kuruluşu M.Ö. 3000 yıllarına kadar dayanmaktadır. Halep şehri uzun yıllar Osmanlı idaresinde kalmıştır. Suriye'nin ikinci büyük şehridir. 1999 yılı nüfus sayımında 1,7 milyon nüfusu vardı. Bir ara nüfusu nerede isi üç milyona kadar çıktı. Tabii katledilenler, göç edenlerle nüfus şimdi bir hayli düşmüştür. Sami dillerinde Halep taze süt manasındadır. Türkiye'deki birçok hoca efendinin kütüphanesinde mutlaka Halebi Sağır veya Halebi Kebir isimli kitaplar bulunur.

Bu kitaplar bir Osmanlı âlimi olan İbrahim b. Muhammed Halebi tarafından Halep'te yazılmıştır. Onun için de adına Halebi denmiştir. Muhammed Halebi (Ö. 956- 1549) Halep'te doğmuştur. Temel eğitimini doğduğu şehirde almış, daha sonra da değerli âlimlerden dersler almıştır. Bir süre de Halep'te imamlık yapmıştır. Bir müddet sonra Kahire'ye giderek tefsir, hadis, fıkıh ve kıraat dersleri almıştır. Suyuti gibi devrin ünlü âlimlerinden de dersler almıştır. 1500 yılında İstanbul'a gelerek çeşitli camilerde ve Fatih Camiinde imamlık yaptığı da bilinmektedir. Daha sonra Sadi Çelebi'nin Fatih'te yaptırdığı Dar'ul Kurra'ya müderris oldu. Bu görevinde iken vefat etti. Birçok kitap ve risale yazmıştır. Bunların en önemlilerinden olanlar şunlardır: "Halebi Kebir, Halebi Sağır". Halep ismi Türk edebiyatında değişik şekillerde de yer almıştır. "Halep orada ise arşın buradadır.", "İşte Halep işte arşın.", Aşık Ömer'in söylediği: "İşte gidiyorum şen olasın Halep şehri.", Aşık Emrah'ın sevdiğini Halep'te araması, Kerem'in Aslı'nın ateşine Halep'te yanıp kül olması gibi.

Halep; Mezopotamya devletleri, Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Büyük Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu devrelerini yaşamıştır. 1500'lü yıllarda Venedikliler, İngilizler, Fransızlar ve Hollandalılar Halep'te konsolosluk ve acenteler açmışlardır. Osmanlı arşivlerinde yer alan 1304 tarihli bir vesikaya göre Halep'te İngiliz konsolosu Handerson tarafından ilk gizli mason cemiyeti kurulmuştur. Halep'te birçok tarihi ve kültürel eser bulunmaktadır. Tabii onların büyük bir kısmı katil Esed tarafından yakılmış, yıkılmış, şu an için yerle bir edilmiştir.

ÖNEMLİ KİŞİLER VE ESERLER:

1- Mimar Sinan orada Hüsrev Paşa adıyla çok güzel ve tarihi bir cami inşa eylemiştir.