Neden korkuyoruz..

DEĞERLİ KARDEŞLERİM: Yaşı müsait olan kardeşlerimizin hatırlayacakları gibi; S. Arabistan kralı Faysal MESCİD-İ AKSA'nın Avustralyalı Hristiyan bir misyoner tarafından ateşe verilip yakılmak istemesi üzerine aşağıda mesajı yayınlamıştı. Kral Faysal, 1973 Arap-İsrail savaşında Mısır ve Suriye'ye mali destek sağlamıştı. Savaş sonrası Arap ülkelerinin batılı ülkelere petrol satmamaları üzerine ciddi uyarılar olmuş, batılı ülkelere karşı petrol bir silah gibi kullanılmasına sebep olmuştu, 1919 yılında İslam konferans teşkilatının kurulmasına öncülük etmiş, çok büyük gayretleri göstermişti. Beynel milel güçler petrol krizini de bahane ederek Faysal'ı kara listelerine almış ve ortadan kaldırılmasına karar vermişlerdir. Batılılar için dost veya dostluklar yoktur. Sadece ve sadece çıkar ve menfaatler vardır. Menfaatleri engellendiği zaman dostluklar da biter. Kral Faysal, o meşhur Kudüs konuşmasında ettiği "Rabbime el açıyorum: Eğer bana mukaddes beldemizin (Kudüs'ün) uğrunda cihat etmeyi ve onun hürriyetini görmeyi nasip etmeyecekse bir an daha yaşamama müsaade etmesin" duasının işaret ettiği gelecekten, samimiyetten ve kudretten korkanlar tarafından 25 Mart 1975 yılında öz yeğeni Müsaid el- Suudiye tarafından sarayında öldürtülmüştür. Melik Faysal daha önceleri de S. Arabistan halkına hitaben şöyle bir mesaj yayınlamıştı. Mesaj oldukça uzun bir bölümüne burada yer vermeye çalışalım: "Abdul Aziz oğlu Faysal'dan din kardeşlerime ve evladı vatana mesaj: "Esselamü aleyküm ve rahmetüllahi ve berekatühü Şüphesiz Allah'ın bize bahşettiği sayısız nimetler, bu vatanın evlatlarından tek bir ferdin dahi meçhulü değildir. Bu nimetlerin en mühimi ve en büyüğü İSLAM'dır. Şu kadar ki, bu nimetlerin muhafazası ve devamı ancak in'am ve ihsan sahibi Allah'a kavlen ve fiilen şükür etmekle mümkündür. Şükran borcunu ifanın tezahürlerinden en mühimi, in'am ve ihsan sahibinin emrettiklerine ittiba ve nehyettikleinden ictinaptır. Cenab-ı Hak üzerimize farz kıldıklarının edasını bize emretmiştir. Kelime-i şahadetten sonra bu farzların en mühimi, NAMAZ'dır. Namazı emrolunduğu veçhile eda etmek şüphesiz amellerin en yükseği onu eda hususundaki tembellik ve gevşeklik ise, dini bakımdan bir kayıptır." Devamla: "Şu günlerde memleketimizde dinimiz, adet ve ananelerimizle hiçbir alakası olmayan hariçten sızma bazı kötü davranışları müşahade etmekteyiz. Bazı kadınların sokak ve çarşılara fitne mahallerini gösteren ve yüce İslam ahlakına zıt bir takım edep dışı elbiselerle çıkmaları bu cümledendir. Yine bu cümleden olarak, yeni yetişen gençlerimiz den bir kısmının erkeklik sıfatı ve ahlakı hamide ile kabil-i telif olmayan taklid hareketleri de malumumuz olmuştur. Bu gibi şeylerden vazgeçilmediği takdirde, milletçe durumumuzun vahim sonuçlara müncer olacağına, evladı vatanın dikkatini çekmeği, kendime vazife ad ediyorum." (İslam Düşüncesi dergisi Sayı: 4 tarih: Aralık 1967 sayfa: 249) Kudüs ile alakalı Kral Faysal'ın İslam âlemine ve kendi milletine yaptığı konuşmanın bir bölümü: "Kardeşlerim neyi bekliyorsunuz uluslararası vicdan denen şeyi mi bekliyorsunuz Hani neredeymiş o! Mescid-i Aksâ sizleri çağırıyor. Aksâ'nın çığlıkları sizden gelmesi beklenen yardımlar içindir kardeşim. İçinde bulunduğu zorluklardan ve çilelerden kurtarmanız için sizleri çağırıyor. Peki, neden korkuyoruz, bizi durduran nedir Ölümden mi korkuyoruz, Allah yolunda cihad ederken ölmekten daha güzel ve izzetli olan bir ölüm var mıdır Ey benim Müslüman kardeşlerim! Bizler bir dirilişi arzuluyoruz Onun adı İslâm ne ayrılıkçı kavmiyetçi ne de mezhepçi bir diriliş. Adı cihad olan Allah yolunda bir davanın dirilişi! Dinimizin ve imanımızın izzeti için, mukaddes beldemizi korumak için ve Rabbime beni O'nun yolunda şehid olanlardan kılması için yalvarıyorum. Duygusallığımdan dolayı beni bağışlayınız ama ne zaman Mescid-i Aksâ'nın, o mukaddes beldemizin Allah'ın dinine küfredenler, onun iffetine leke düşürmek isteyenler tarafından ırzına geçilmiş, küçük düşürülmüş ve incinmiş olduğunu görsem Rabbime el açıyorum: Eğer bana mukaddes beldemizin uğrunda cihadı nasip etmeyecek ve onun hürriyetini göstermeyecek ise bir an daha yaşamama müsaade etmesin." (Alıntı internet)

DEĞERLİ KARDEŞLERİM: Faysal'ın bir iki beyanını ve Kudüs ve Mescid-i Aksa ile alakalı kendi için yaptığı duaları birlikte okuduk. KUDÜS Müslümanların ilk kıblesi. Hz. Peygamber efendimizin (SAS) peygamberlerin ervahına imamlık yaptıktan sonra; Cenab-ı Hakk'ın manevi davetine icabet ederek miraca çıktığı yerdir. Mekke-i Mükerreme'de bulunan BEYTULLAH ise halen İslam âleminin kıblesidir. MEDİNE-İ MÜNEVVERE'de ise âlemlerin efendisi manevi hayatını devam ettirmekte ve orada da Mescid-i Nebi bulunmaktadır. Kudüs şu anada esirdir. Peki, Kabe-i Muazzama ve Medine-i Münevvere hür müdür Birçok Hristiyan ülkesinde bile insanlığı ön plana çıkartarak Gazze'de yapılan soykırımlar tenkit edilirken, yürüyüşler yapılırken mübarek topraklarda İsrail'in aleyhine tek kelime konuşmak yasak Filistin'de on binlerce kadın, çocuk, yaşlı Siyonist İsraillilerin hunharca şehit edilmeleri üzerine siz hiç S. Arabistan'ın bir şehrinde bir yürüyüş gördünüz mü Aleyhte yazı yazan bir gazete, program yapan bir TV gördünüz mü Kesinlikle İsrail'i yermek yasaktır Yazıklar olsun! Bir kısım Yahudiler bile dünyanın birçok yerinde ve İsrail'de yürüyüşler yaparak Netanyahu katilinin Filistin'de uyguladığı zulüm ve soykırımı telin ederken S. Arabistan'dan tek hareket yok. Bir cümle ile dahi kınama yak. Üstelik İsrail'i tenkit edenleri de tevkif ediyorlar. Yazıklar olsun İslam âlemi ne hale gelmiş Tefrika bizleri birbirlerimize düşman hale getirmiş. İslam'ın binası cayır cayır yanarken İslam devletlerinin birçoklarının liderleri nargilelerini içiyor yahut da keyif almak için "Gat" çiğniyor. Kâfirlerin zulümlerine alkış tutuyorlar. Ne diyelim: Allah bir an önce İslam âlemine uyanmaklar, dost ve düşmanlarını tanımalar nasip eylesin inşallah. Cümleniz Mevla'ya emanet olunuz