Muhalefet uğruna...

Muhalefet uğruna...

Alİ SANDIKÇIOĞLU

"Muhalefet", karşı gelmek, zıtlaşmak, kabul etmemek ve hatta düşmanlık yapmak anlamlarını içine alıyor

(Ferit Develioğlu Osmanlı Türkçesi Sözlüğü).

Bizim kullandığımız alışılagelmiş manası ise "yapılanları beğenmeyip eleştirmek"tir.

Eleştiri kelimesinin içindeki "iyi yönlerini de kötü olanlarla birlikte belirtmek" muhalefet için geçerli değil. Dolayısıyla Develioğlu'nun tarifindeki zıtlaşmak, karşı veya düşmanca durmak daha doğru bir tanımlama."

Türkiye'de muhalefet, genellikle "siyasi hayatta ya da yönetim seçimi yapılacak kuruluşlarda rakip olan tarafların birbiri için yaptığı söylemler" olarak algılanıyordu.

Zamanla bu kavram daha geniş bir kullanım alanı buldu. Muhalefet, toplum değerlerini yok etmek, kurum, kuruluş ve birlik fikriyatını yok etmeye çalışmak amacıyla da yapılmaya, "kimliğini ispat etmek için yapılan, fikrî alt yapısı olmayan bireylerin her şeye karşı çıkması" anlamına da gelmeye başladı.

İnsanlar neden muhalif olurlar ya da muhalefet yaparlar.

Kişilere mi muhalefet

Davranışlara mı muhalefet

Fikirlere mi muhalefet

Kurumun kendisine mi muhalefet

İcraata mı muhalefet

Muhalif olmak için mi muhalefet

Kifayetsiz olmanın fark edilmemesi için mi muhalefet" (Türk yurdu)

Demokrası ile idare edilen ülkelerde milletin seçtiği iktidar, muhalefet veya muhalefetler olur. Hem iktidar olan siyasi partiler, hem de muhalefette olanlar daima milletin menfaatini düşünür ve insanların refah ve saadeti için ellerinden gelen siyası çalışmaları, gayretleri yaparlar.

Bilindiği gibi geçmişte milletimiz koalisyonlardan çok çekmişti.

Yapılan muhalefet milletin yararına köklü bir muhalefet olmayıp sadece "İstemezuk" şeklinde Demokratik teamüllerden uzak bir muhalefettir.

Bir kısım muhalefette bulunan partiler milletimizin milli ve manevi değerlerine karşı çıktıkları için: milletimizin devletimizin, bayrağımızın düşmanları ile gizli ya da aşikar oy için dirsek temasına geçtikleri için, geçmişin bazı partilerini necip millet sandığa gömdü ve onları bugün birer tabela partisi haline getirdi.

Bu şekilde şu an memleketimizde çok sayıda tabela partisi vardır.

Muhalefet eski tabirle Hükümetin yaptıklarının veya yapamadıklarını kontrol etmek için iyi niyetle, samimiyetle millet ve memleket yararına yapılır.

"Fazilet ve iffet dairesinde yapılan tenkitler her işin, her idarenin hata ve sevaplarını tahlil ve teşrih eder.

Bu suretle de, işlenmiş hataların tamiri ile beraber, bir daha tekerrür etmemesi esbabını araştırırken, güzel hareketlerin devam ve inkişafı arasında faaliyetlerin taltifinin düşünür. Tenkit ve murakabe: Hüsnü istimal edilmek şartıyla namuslu, vatanperver, hakperest bir muhalefetin en metin silahıdır."

Muhalefet belli kaide ve kurallar içinde yapılmalıdır:

Hiçbir zaman Muhalefet yapıyorum diye samimiyet ve doğruluktan, dürüstlükten ayrılmamalıdır.

"Temiz muhalefetin en ulvi vazifesi, murakabe ve tenkidi ni "Menfi " değil "Müspet" bir sahada yürütmek, neşriyatlarını daima bu esaslar içinde yapmaktır.

Muhalefetin ikinci bir vazifesi de, yaptıkları muhalefetin nezaket ve ismetini, bizzat kendilerinin sıyanet etmeleridir.

Çünkü haksız infial ve ihtirasla dolu olarak yapılan taşkın muhalefetler, bu muhalefeti efkarı umumiye nazarında telvis (Kirletme, pisletme) eder, kadir ve kıymetini bitirir. Ve en nihayet muhalefet intihar etmiş olur.

Bu noktalarda muhalefetin vazife ve mesuliyeti, muvafakat zümresinin vazife ve mesuliyetinden çok fazla nazik ve müşküldür.

Tenkit ediyorum diye her zaman bağırmak marifet değildir.

Ve bilhassa bunları şahsiyet vadisinde utanılacak bir münakaşaya düşürmek kadar fecaat olmaz.

Bazı vak'alar ve zamanlar vardır ki susmak en büyük bir hizmet ve en ulvi bir feragattir.

Muhalefette en büyük kuvvet, söylemeyi, bağırmayı, susmayı bilmek, fakat bu silahları en muvafık zemin ve mekanlar da kullanmaktır."

Sadece bağırmakla, çağırmakla, olmayacak, olamayacak vaat lerde bulunarak, yalanlarla, iftiralar atmakla, aslı, olmayan haberleri dillendirmekle, vatandaşa korku salmakla muhalefet olmaz.

"Sade yaygaradan bir fayda gelmez. Yanlışlığı iddia edilen işleri, daha iyisi nasıl yapılabileceğini de ispat etmek gerektir.

Yalnız ,"Halk açtır " diye bağırmak, eğer hakikaten açlık varsa onu def'e kifayet etmez, açlığı gidermenin yolunu da göstermelidir.

Muhalefet: memlekete muhalefetin lüzumu olduğunu da düşünerek kendi kendini siyanet etmekle mükelleftir.

Bu da kuru patırdı ile olmaz."

(Resimli şark mecmuası sene : Ağustos 1931 s. 7)

Devamlı milletimizden kırmızı kart görerek muhalefete kalan ve bir türlü iktidar olamayan siyasi partilerimizin durup düşünmeleri lazım.

Niçin devamlı bizler ya meclis dışında kalıyoruz Ya da millet her zaman bizi muhalefet görevi ile görevlendiriyor

Ülkemiz yıllardır bir terör belası ile mücadele ediyor.

Bütün aydınların konuşmalarını imkanım ölçüsün de izliyor, dinliyorum.