DEĞERLİ KARDEŞLERİM:
Bu yazımda sizlerle yıllar önce Almanya da yaşadığım bir hatırayı yeniden paylaşmak istiyorum. Hepimizin görüp, bildiğimiz gibi Netanyahu kâfirinin önderliğinde Siyonist İsrailliler, Filistin ve Gazze'de tam anlamı ile bir soykırım sergiliyorlar, katliamlar yapıyorlar. ABD ve AB ile birçok dünya kuruluşları ve batılı devletler İsrail'in bu soykırımını destekliyorlar. Karşı durup yapılan soykırım ve zulümlere karşı seslerini çıkaramıyorlar Karşı çıkanları da susturmaya çalışıyorlar
Son günlerde; Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'i durdurmak için bazı hukuki karalar alınmış ise de İsrailli Siyonistler; dünya milletlerinin, devletlerinin altına imza atarak kurulmuş olan adalet divanı kararlarını, BM kararlarını hiçe sayarak katliamlarına devam ediyorlar. Hiç ara vermeden gece ve gündüz insafsız ve vicdansız bir şekilde sivilleri, çocukları, bebekleri, kadınları bombalıyor. Şu ana kadar on binlerce kadın, on binlerce günahsız bebek ve çocuk şehit edildi. Gazzelilerin; evlerini, hastanelerini, okullarını, ibadethanelerini yıkıp, alt yapılarını temelden tahrip edip yıkmaya devam ediyorlar.
Dünya milletleri, devletleri geçmişte Yahudileri bütün dünyadan kovarken, kendilerine işkenceler yaparken, mallarına, canlarına kastedilirken, ecdadımız onlara merhamet etmiş, tarihi bir insanlık örneği göstererek üleşkelerine kabul etmişlerdi. İskân edecekleri yerler, iş ve güç vermişlerdi. Bu insanlar nankör insanlar, vefa sahibi olmayan insanlar geçmişte kendilerine iyilikler yapan, ülke kapılarını açan, tabir caiz ise kendileri ile ekmeklerini bölüşenleri unutup bugün bizim devletimize de milletimize de akla, hayale gelmeyen düşmanlıklar yapmaktadırlar (Kur'an-ı Kerim, Yahudilerin tarih boyunca peygamberlere, insanlara yaptıkları zulümleri anlatan ayeti kerimeler ile doludur).
1989 yılbaşında dini sohbetler yapmak gayesi ile kısa süreli bir Avrupa seyahatim olmuştu. Bu seyahatim esnasında Münih İslam Kültür Merkezi'nde de bir gün kalıp misafir oldum. Ben İstinye Kur'an kursu öğretmenliği yaparken, kendisi Trabzon Kur'an kursu hocası olan Nihat Tarhan Hoca Efendi (Şu anda rahmetli) beni Hitler'in kamplarına ve insan yakılan fırınlarına götürdü. Müze haline getirilen çok büyük bir bina. Çeşitli, çok acıklı manzaralar sergileyen, resimlerle donatılmış, zaman zaman geçmişte Yahudilere uygulanan işkence filmlerini ziyaretçilere bir bölümde izletiyorlar. İnsan geçmişte yapılan bu işkenceleri görünce ürperiyor. İnsan insana bu kadar eziyet yapar mı diyor. Neler neler
Üstleri yırtık elbiseli insanlar, renkleri solgun, şakak kemikleri gıdasızlıktan, zayıflıktan dışarı çıkmış insanlar. Çeşitli yük vagonlarını çekmek için vagonları çekmeye zorlanan zavallı insanlar vs Bütün bu korkunç manzaraları seyredip dikkatle izlerken, ben bugün Yahudi milletinin dünyanın başına nasıl çoraplar ördüğünün, medeniyete, ilme, irfana doğru koşmaya çalışan, insan hakları, demokrasi diye haykıran insanlığın Yahudilerin Filistin'de uyguladıkları, zulüm, işkence ve insanlık dışı muamelelere nasıl seyirci kaldıklarını düşündüm.
Resimlere bakıp bakıp o günlerde Yahudilere yapılan zulümlerden bir insan olarak tiksinirken, bu kadar zulüm yapılır mı derken, önümüze masanın üzerine konulmuş kocaman bir hatıra defteri çıktı. Ziyaret edenler o deftere düşündüklerini yazıyor tarih atıp imzalıyorlardı. O deftere hangi milletten, hangi dinden, hangi din ve ırktan olursa olsun insanlar düşündüklerini yazıyor. O günlerde Hitler tarafından Yahudilere yapılan zulümleri lanetliyorlardı. Yanımda bulunan Nihat Tarhan Hoca Efendi ve diğer arkadaşlar bana: "Ali Hoca sen de bir şeyler yaz. Hep birlikte altına biz de imzalarımızı atalım" dediler. Ben de o an aklıma gelen ve düşünebildiğim kadarı ile o gün orada bulunan hatıra defterine şunları yazdım:
"Geçmişte Yahudilere yapılan bu işkenceleri bugün izleyen değişik millet, din, dil ve ırka mensup bugünkü insanlar nasıl ürpererek izliyor ve lanetliyorsa; bugün İsraillilerin Filistinli, eli silahsız sivil kadın, erkek, çoluk çocuğa reva gördükleri soykırım, işkence, mallarını gasp etme, akla hayale gelmeyen eza ve cefalarını gün gelecek tarih önünde vicdan sahibi, aklıselim olan insanlar tarafından lanetlenecektir. Dün kendilerine yapılan bu işkencelerden rahatsız olan, hiç bu surette böyle muamelelerin insanlara yapılmasını uygun bulmayan Yahudi milleti, bugün hür dünya milletleri ve devletlerin önünde uyguladıkları tüm zulümleri sonlandırmaya davet ederim. Aksi halde tarihin bir tekerrürden ibaret olduğu için, gün gelir Yahudiler de aynı kuyuya kendileri düşerler."

141