Batılılar ve İsrail'in biraz olsun yüzleri kızarır mı...

DEĞERLİ KARDEŞLERİM:

İkiyüzlü tüm Batılılar Türk milletini barbar olarak tanıtmaya çalışırlar.

Batılılara göre Türkler çok kaba, acıma hissi olmayan barbar insanlar..

Bunun yanında dünyadaki Müslümanları da kendi menfaatleri için, hakikatle hiç ilgisi olmamasına rağmen terörist diye tanıtmaya çalışırlar.

Batılılara göre, Müslümanlar teröristtir.

Bu insan kanı emerek semiren, tarih içinde milyonlarca insana zulmeden, öldüren batılılar kendi geçmişine hiç bakmazlar. Yüzleşmek istemezler bile Kendileri yalandan demokrasi ve insan hakları havarisi kesilirler. Olup biten bunca tarihi olay ve günümüzde özellikle Gazze'de cereyan eden insanlık dışı olaylar bunun en canlı şahididir.

Varsın onlar, ellerindeki basın, yayın güçleri ile kendilerini dünyanın en merhametli ve insan haklarını en iyi uygulayan demokratlar(!) olarak tanıtsınlar.

Tabii bunların tümü yalandır.

Müslamanları terörist, Türkleri barbar olarak gören batılılar;

Öbür yandan gerçek teroristlere her türlü desteği vermekten de çekinmezler.

Devlet olarak Türkiye'ye para ile vermedikleri silahları teröristlere bedava dağıtırlar.

Bir terör devleti olan Siyonist İsrail binlerce çocuğu, kadını, erkeği günahsız halde şehit etti.

Günlerden beri dünyanın gözü önünde Gazze'de kan kusuyorlar. Sözde demokrat ABD sıkılmadan dünyanın önünde bu kan dökmeye seyirci kalıyor, aynı zamanda destek veriyor!...

Elli bine yakın yaralı var. Camiler, kiliseler, okullar hastaneler ve daha birçok yerler vuruldu.

Ses çıkartmayan sözde medeni(!) Avrupa ve ABD hâlâ tek kelime edemiyor ve destek vermeye devam ediyorlar.

Topunuzun canı cehenneme gitsin. Mutlaka Alemlerin Rabbi, beş-on günlük bebeleri bile acımadan katleden siz katillerden günü geldiğinde hesabını soracaktır.

Müslümanlar olarak buna imanımız tamdır.

Bu arada uyuyan İslam devlet başkanları da inşallah başlarını kumdan çıkartır şöyle etrafa bir bakarlar. Dost kim, düşman kim Onu iyice bir düşünürler.

Belki biraz yüzleri kızarır diye Fransız müelliflerinden (GRELOT)nun " Relation nouvelle d'un voyage de costantinople" ismiyle 1680 tarihlerinde Paris'te neşrolunan seyahatnamesinin 217-218'inci sahifelerinde şu şekilde bir izahatta bulunuyor:

"Türklerin ellerindeki esirler zannedildiği kadar fena muamele görmezler, hemen daima evin ikinci efendisi vaziyetindedirler; ben bunların içinde öylelerini bilirim ki, ağalarından (Efendilerinden) son derce memnun oldukları için azad kâğıtlarını alıp Avrupa'ya gittikten sonra umdukları rahatı bulamayınca Türkiye'ye avdet edip evvelki ağır zannettikleri esaret zincirlerini bu sefer kendi elleriyle boyunlarına geçirmişlerdir.

Bilhassa büyük bir şehirde birbirleriyle karşılaştıkları, iyi kalpli efendileri olduğu ve kendilerinden herhangi bir meziyet bulunduğu takdirde bu kölelerin felaket içinde saadete kavuşmuş oldukları iddia edilebilir; işte o vaziyette artık efendilerinin göz bebeği haline gelirler, istedikleri vakit kiliseye gidip ibadet etmekte tamamıyla serbesttirler." (Eski Türk seciye ve ahlakı 1942 baskı İsmail Hami Danişmend S- 109-110)

Bir başka batılı yazar: (MOURADGEA d' OHSSON) "Tableau general de Pempire othoman" isimli 1791 neşrolunan kitabının dördüncü cildinin birinci kısmının 381'inci sayfasında şöyle diyor: