Günahları yakıp eriten zaman, Ramazan

Bekliyorduk geldi şükür, rahmet ayı Ramazan. Yaradan'a hamdüsenâ, kavuşturdu siyama Bu siyamla geceleri durulacak, kıyama.

Yani, gündüzünde oruçlu olunduğu gibi; müstesna bir hasenât mevsimi olan Ramazanın gecelerini de fırsat bilip, mümkün olduğunca uyanık kalmalı; ibadete ve okumalara ağırlık vermeli. Ramazan ayında oruç tutmak, İslâm'ın beş şartından biri!

"Oruç tutmak" olarak iştihar bulan bu ibadette "tutulan" kim acaba Her hâlde tutulan, bizler olsak gerektir! Çünkü:

Oruç tutmak için ağzı tutmak, burnu tutmak, eli tutmak, dili tutmak, gözü tutmak, kulağı tutmak, çeneyi tutmak, ayağı tutmak, öfkeyi tutmak, hayali tutmak, şehveti tutmak ve nefsin dizginlerini sımsıkı tutmak gerekir. Oruç, bundan sonra, maksûd manadaki "oruç" olur!

Hadis-i şerifte, şeytanların zincire vurulduğu ifade ediliyor. Hadisin devamında ise, her gece bir nidâ edicinin seslendiği ve "Ey hayırları arayan, hayra yönel! Ey şerleri arzulayan, vaz geç"1 dediği nazara veriliyor.

Hâlık-ı Zülcelâl, bizim için, madem şeytanı zincire vuruyor; biz de Onun emrinin icabı olarak, -yukarıda ifade edildiği üzere- bütün duygularımızı ve lâtifelerimizi had altına almalıyız, değil mi

Her zaman, bilhassa bu ayda asıl maksat, Cenab-ı Hakk'ın rızası. Çünkü Ramazan, rahmet ayıdır, mağfiret ve bağışlanma ayıdır.

Evet, "bağışlanma" ayıdır!

Efendimiz (asm): "Üzerinden ramazan gelip geçtiği hâlde günahları bağışlanmayan kişinin burnu yere sürtülsün"2 diyor; böyle bir kişiyi, böyle bir mümini; dolayısıyla böyle bir ziyanı, asla mazur görmüyor!

Ramazan ayının büyük sevabından ve yüksek faziletinden başka; bu ayda tutulacak orucun mümine kazandırdıkları, saymakla bitmez.

Şefkat ve merhamet duygularının grafiği bir başkadır bu ayda. Âdeta pik yapar, başka zamana göre.

Müminler bu ayda, zekâtlarıyla, fitreleriyle, sadakalarıyla; iftarlarıyla, ihsanlarıyla, ikramlarıyla fukaranın yardımına koşarlar.

Ayrıca oruç, perhiz olur, şifa olur insana. On bir ay harıl harıl çalışan mide fabrikası ve midenin tahrik ettiği sair azalar şöyle bir "Ooh" der, dinlenirler.