"Dosthane"nin anatomisi

İslâm'da ilk adım, "Oku!" emri olduğuna göre; okumak her şey için, herkes için son derece elzemdir! Yavuz Bahadıroğlu'nun, yazarlıkta, okumanın yazmaktan önce geldiğini ifade eden "Okudum, okudum, okudum, yazdım" sözü, hâlâ hafızalarımızda

1972'de, Yeni Asya'nın Serbest Kürsü köşesinde "Anarşinin kaynağı" başlıklı bir yazı; 1981'de, "Gençliğin figanı ve geçmişin vebali" başlıklı makale ve 1982'de, "Haber-Röportaj" dalında açılan yarışmada dereceye giren ve Yeni Nesil'de tam sayfa ölçeğinde, art arda dört gün yayınlanan "Balı balcıya sorduk" başlıklı röportajımız, attığımız ilk adımlar.

Yazmak, "Söz veya düşünceyi özel işaret veya harf ile ifade etmek; yazı ile anlatmak, yazıya dökmek" demektir.

Biz de, bu sözden hareketle, nihayet, işin bir yerinden başlamaya niyet ettik ve Yaradan'ın tevfikine sığınarak, uzun bir aranın ardından 26 Kasım 2008'de, "Sevgiliye kavuşmak" ile başladık.

"Başlamak, başarının yarısıdır" derler ya, biz de öyle düşündük.

Bu başlamanın ardından, 23 Şubat 2009'da, "Dosthane" doğdu.

Bizi bu konuda yüreklendirenlere teşekkürün tam yeri!

Evet, yazmaya başladık.

Fakat yazmak, zor iş!

Yazmanın, sanıldığı gibi, oturup bir şeyler karalamak olmadığını biliyordum.

Çünkü yazmanın, ringe çıkmaktan farkı olmadığını; hizmetine yıllarını hasretmiş bunca usta ve güzide yazarlarımız arasında yazmanın, kalem oynatmanın; dahası, bunca müdakkik okurlarımıza hitap etmenin öyle kolay bir iş olmayacağının farkındaydım Yeni Asya formasını giyerken.

Merhum dedemiz, memleketimiz Aksaray'da o günün maruf kişilerinden ve şehir merkezindeki Kurşunlu Cami-i Şerifinin inşasında gayretkeş ve ibadete açıldıktan sonra da, bu caminin imam hatibi olan Hasan Hoca (Aydın), aile meclisinde, oğullarına hitaben; "Oğlum, kürsüye çıkıp 'pancarın okkası on para' demek bir maharettir" demiş.

Öyle ya!

İşin içinde bir yerlere çıkmak, birilerine bir şeyler söylemek var.

Yazmak da, öyle değil mi

Belki kürsüye çıkmak değil, ama kürsüye çıkanlar da dâhil olmak üzere, insanların huzuruna çıkmak, hatta insanların gönlüne çıkmak değil mi