Korku ile cesaret arasında

İnsanın yaşama sürecinde belli bir hayat anlayışı ve yürüyüşü vardır. Kişilerin davranışlarında her yönüyle belli olur. Sesinden yüz ifadesine, yürüyüşünden kimi hâllerinde kendini belli eder. Bir insanın tanımanın en iyi yolu birlikte iken iyi gözlemleme, insanı bilme tartmadır. Kimileri kendilerini çok da belli etmezler. Bu, kişiyi bir yere kadar sınırlar.

Bilinçli bir insanın davranışları, eylemleri, söz ve tutumları da dışa vurur. Müslümanların kişiliklerini sağlayan, etkileyen ve yönlendiren birçok yol ve yöntem vardır. Dönemlerin insanları da kendilerini belli ederler.

Batı ruhuna bulanmış, yüzünü çevirmiş olanlar özellikle kendi özdeğerlerinden farklı olarak yeni bir anlayış ve huy sahibi olmuşlar, olmaya devam ediyorlar. Her milletin belli bir özü vardır. İslâm'ın insana kazandırdığı, kişiliğini farklılaştırdığı ve hatta tam anlamıyla yepyeni bir insana dönüştürdüğü bir gerçek. Geçmişten kimi izler kalsa da bu, asıl belirleyici olan değildir. Neden İslâm'ı sık vurguluyoruz. Asıl değer budur. Allah'ın insanlığa bağışı. Bununla umutlanan, var olan topluluklar kendiliğinden farklılaşırlar.

Son dönemlerde Müslümanlarda beliren durum, vahim olmanın da ötesinde. Artık kendileri değildirler. Korku, kapılış, teslim oluş, güdülüş gibi olumsuzluklara iyice kapılınmıştır. Gazze olayı Müslümanlar için çok yönlü bir sınama olmuştur. Korkak, pısırık, teslimiyet, çıkarı önceleyen, global hegemonyanın, kapitalizmin, lüksün güdümünde.

İslâm'a karşı açılmış bulunan büyük savaşta kendinden taraf olmak yerine karşının yanında olmayı, onlarla yaşamayı, yaşanabilineceğini ilke edinmiştir. Korku bunların başında geliyor. Bu hayat tarzı ve yaşama biçimi etkisiz kılınmış insanlara dönüşmeye neden olmuştur. Korkak olmayanlar tavırlarını açık bir şekilde ortaya koyuyorlar. Kimi Batılı ülkeler, topluluklar, sivil toplum kuruluşları, insan tekleri korku duvarını aşmışlardır. Daha bir özgürleşmişlerdir. Müslümanlar arasında bu tutumu benimseyenler ve hatta yaşayanlar var. Bunların başında her şeyiyle kendini ortaya koyan bir Yemen, direnen bir İran vardır.

Pragmatizm, bir kölelik tercihidir. Müslümanlar için olmaması gereken. Korku duvarları öylesine güçlü ki, onlara göre artık duvarın ötesine geçmek olası değildir. Korkarak korunabileceklerini umuyorlar. Bu, bir bakıma avunuştur.

Var ve özgür olma insanın kendi özdeğerlerindedir. İslâm'ın sağladığı özdeğerler kolay elde edilemez. Yaşanarak var olunur.

Korku ile bir şeyleri tanımlarken, diğer yandan bunun karşıtı olan cesaret farklılıklar gösterirler. Özgür insan cesur, dayanıklı ve dirençlidir. Zamanlamayı çok iyi yapar. Kendini körü körüne ateşe atmaz. Atmaz ama tehlikenin neler olduğunu, olabileceğini bilir, ona göre tedbir alır. Ona gere de yaşar.