İsrail-İran Savaşı'nın Bize Gösterdikleri -I-

Emperyal destekli Siyonizm'in iki yıla yakındır Gazze'de sürdürdüğü katliam, işgal ile tam anlamıyla amacına ulaşmak adına önce Lübnan ve Hizbullah'ın bertarafı, ardından da Suriye'nin etkisiz kılınmasıyla büyük ölçüde rahatlamıştı. Zaman geçirmeden öncelikle, bir sonraki aşamada İran'a saldırılar başlattı. Suriye arada engelleyici bir bölgeydi. Gazze'ye, Lübnan'a ve bölgeye gelecek yardımların ve desteğinin kesilmesi gerekiyordu. Bunu başardı. Asıl başarısı Suriye'deki bütün önemli üs veya merkezler yerle bir edildi. Limanları, havalimanları bombalanarak iyice etkisizleştirildi. Yeni yönetim de denetim altına alındı, istedikleri düzeye çekildi. Bir tek Yemen'in bu konuda çok da olumsuz etkileyeceği beklenmiyor ve umulmuyordu. Arada attığı füzeler etkili olsa da bunlar sıradandı onlar için.

Asıl sorun İran'dı. Görünürde İran, kırk yıldır ambargo altında, fakirleşmiş, bir hamleyle rahatlıkla etkisizleştirileceği düşünüldü. Hesapları öyle idi. Suriye hava sahasını istediği gibi kullanıyor ilk saldırıları başlatıyordu. Bu, saldırılar ilk anda dünya kamuoyunda bir şok etkisi uyandırdı ama İran'ın beklenmedik ilk çıkışı birden söz konusu kesimleri bir an için duraksattı. İsrail'e ilk düşen füzelerin gerçek olup olmadığı bile tartışıldı. Çünkü bir mit olan İsrail'in katmanlı gök kubbenin aşılamayacağı ve hatta bunlar yanılsatıcı olabileceği bile düşünüldü. Çünkü geçmiş zamanda bunun bir örneği oldu, Türkiye kamuoyunda İran'ın füzeleri teneke gibi sıradanlıkla geçiştirildi. O ilk hamlede nelerin olup bittiği yeterince anlaşılamadı.

İran ilk darbede kimi yıkımlar yaşadı, ne ki İran ilk günden itibaren ciddî cevaplar vermesine karşın gene özellikle Türkiye muhafazakâr, sağcı skolâstik zihinler tarafından bunu bir tiyatro olarak algıladı. Bunu ısrarla dile getirdi, şu saatlerde ateşkes olmasına karşın hâlâ aynı yerde duruyor. Onların zihinlerinde Şia ile İran algısı, beyinlerine kazınmış bir put olarak yerleşmiş bulunuyor. Onlar asla Müslüman olarak görülmüyor, hatta kimi çevrelere göre İsrail ve Siyonizm'den daha tehlikeli olarak gösterildi, gösteriliyor. Örneğin Azerbaycan da Şia ve hatta Türk. İran nüfusunun büyük bir bölümü Türk ve Şia Nedense söz konusu İran olunca tutumları değişiyor.

Bu zihni karmaşanın nedeni sadece mezhep ve ırk mıdır yoksa başka bir şey mi var, bir neden mi

İran Türkiye gibi köklü bir devlet. İran, Perslerden gelme bir geçmişi de var. Türklerin ve Türkiye'nin bir geçmişinin olduğu gibi. Geçmiş dönemde iki önemli güçtür Osmanlı ve İran. Osmanlı Devleti Avrupa ilkeleriyle doğrudan sınır ve muhatap olduğu için Batı için önemli bir tehlikedir. Batılıların bu iki toplumu birbirine düşürmenin yollarını çok denemiştir. I. Dünya Savaşı sırasında emperyal güçlerin bu çabaları etkisini göstermiştir. Fakat şu bir gerçektir ki İran ile Osmanlılar Türkler arasındaki doğrudan tek savaş Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail arasındadır. Ondan sonra da herhangi bir savaş yaşanmamıştır. Kimi sınır ihlalleri olsa bile ciddî bir sorun olmamıştır.


Warning: mysqli_close() expects exactly 1 parameter, 0 given in /home/koseyazarioku.com/public_html/themes/templates/footer_yazi.php on line 19