Sıradanlıklarda insan tekdüze bir hayat içindedir. Kişiden kişiye, durumdan duruma değişkenlikleri olan bir yaşama biçimi. Zorluklarla yüzleşenler için ise bambaşka bir anlam içerir. İnsan engebesiz bir yol üzerinde ise keyfince yürür gider gibi. Oysa hayat hiçbir zaman ne tekdüzedir ne de sıradandır. Sıradanlıklar insanı zihnen yormaz, gidebildiğince gider.

İnsan bir başına olsa belki sorunlar yaşanmayabilir. Öyle de olmuyor. Sonuçta insan her geçen gün giderek ilerledikçe yaş alır, yaş aldıkça sorunlar çıkmaya başlar. İnsanlığın etrafında ya da kendi ruhundaki şeytanlar boş bırakmaz. Her ân için başa bela olur.

Gazzeli bir anne için hayatın anlamı nedir Onların feryatları, çırpınışları, inanışları insana bir başka insan tipini, karakter ve kişiliğini gösterdi. Bir annenin bir televizyon sunucusuna verdiği cevap insanı derinden düşündüren bir karşılık verdi. Şehadet kavramının ne denli anlamlı olduğunu, bunun hayatın asıl anlamı olduğunu, şehit edilmiş çocuklarını, eşi ve yakınlarının cennete vardıklarını, kendisinin de bu ânı yaşamayı dilediğini belirtti. Hayatın derin anlamının bir karşılığıdır bu.

Bir Siyonist için ise hayatın anlamı, kendi dışındaki insanları öldürmek, onları tamamen yok etmek, topraklarına çullanmak, alabildiğine hoyrat yaşama inancıdır. Gözlerini bürüyen nefret, öfke, kan ve vahşet, onun hayatının anlamı oluyor.

Bu, insan olma farkı ve anlayışıdır. Bir Müslüman için ölüm bir son değildir. Var olan ebedi bir hayata yolculuktur. Çünkü insan için hayat burada sonlanmıyor, devamı var. Yalnız kendisi için yaşamak değil, insanlık için insanlığın da yaşamı inancı ve ilkesi bulunuyor. "Seni öldürmeye gelen sende dirilsin" ilkesinin özgünlüğü, başatlığı insanlık hayrı ve geleceği içindir. Kendisini öldürenler için gene hakikate ermesi için hayır dua ile rahmet diler. Müslümanların tarihi bunun gibi sonsuz örneklerle doludur. Hazreti Ömer, Müslüman olmadan önce acımasız bir zalimdi. Zulmetmek üzere Hakikat Kapı'sına geldi ve kendisi Müslüman oldu. Ondan sonra merhametli, naif bir insana büründü. Bir anlayış onu munisleştirdi, güzel bir insana dönüştürdü.

Zulüm bulamacına bulanmış olanların ruhlarında öldürme, yok etme devam ediyor. İki yılı aşkındır süren zulüm mekanizması, çarkı acımasız olarak sürüyor. Bundan böyle de Hakikat'e ermedikçe aynı anlayış sürmeye devam edecek. Bu, değişmez bir kuraldır.

İnsan olan insanın acısını duyumsar ve etkilenir. Az önce sosyal medyaya göz atarken acı bir haber içimi titretti. Üsküdar Marmaray durağında birinin intihar ettiği haberi. İntihar eden kimdir, nedeni nedir bilmiyorum. Ayrıntılı bilgi yok. Ama bir insan intihar ediyor, bu dünyadaki hayatını sonlandırıyor. Bir sürü olasılık akla geliyor. Ne olursa olsun onu intihara sürükleyen nedenden belki de benim de sorumluluğum olabilir. Olmasa bile insan olmam için yeterli bin nedendir benim için.