İnsanlığı kasıp kavuran büyük ve egemen güçlerin sınır tanımazlığı, dünyanın dengesi bozulduğundan beri sürüyor. Güçleri yetenler direnişlerini sürdürdü. Kimi başarılı oldu, kimi olmadı.

Gazze'de sürmekte olan savaş bambaşka bir halde yürüdü. Vahşetin en son akla gelebilecek yöntemleriyle son iki yılda acımasızlığıyla tarih aynasında yerini aldı. Tek yanlı güçlerin birlikteliğine direnen bir avuç insan hem insanlık adına hem Müslümanlar hem de kendileri adına bir büyük çaba gösterdi.

İnsanlığın umudunun kalmadığı, yıldığı, pes ettiği süreçte HAMAS ve Filistin'in yiğit halkı, akla gelebilecek en olmuşuz koşullarda bile asla pes etmedi. Gerek insanî çabaları gerekse insanlığın uyanışına vesile olan soylu duruşları çok şey öğretti. Öğretmeye devam etti. Hele Müslüman halkların içinde bulunduğu acziyetin, korkaklığın, ilgisizliğin bulamacında en iyi örnek oldu.

Kendilerini bir şey bilen, köşe başlarını tutan, güçten yana tutumlarını ortaya koyanların artık bir şey yapılamayacak düşünüşüyle bu halkın yurtlarını, topraklarını, evlerini terk etmelerini hicret etmelerini bile önerdi. Emperyalizm-Siyonizm iş birliğinin bir arzusuydu bu. Açıkça dile getirdiler ama onlar bunu akıllarına hiç getirmedi, direnişini sürdürdü.

Gazzeliler HAMAS'ın soylu yiğitleri son anlarına değin bu direnişi sürdüreceklerinin kararlığındaydı. Kimseye kulak asmadılar. Böyle olunca vahşi emperyallerin ve Siyonistlerin gerçek yüzlerini dünya kamusunun gündeminde tutmayı başardılar, onların gerçek yüzlerini gösterdiler.

İnsanlıkta vicdanlı olanlar bu insanlık dışı vahşetin farkına vardı. Vicdanları sızladı, yerlerinde duramaz oldular. Önce bireysel çıkışlı aktivistlerin veya kimi grup oluşumlarının giderek büyük bir dalgaya dönüşmesini sağladılar. Onlar direndikçe halkların direnişi ve cesareti arttı. Halkların direnişi ayaklanışı kendi uluslarının yöneticilerini zorladı. Öyle ki artık Batı'da kimi mazlum ülkeler kimi güçlü ülkeler tutumlarını değiştirdi. Onlar değiştirdi de uyuşuk, pısırık, korkak, çıkarcı modernizm bulamacına bulaşmış Müslümanlar, tepelerindeki çıkarcı yöneticilerle uyumları sonucunda tam anlamıyla etkisizleşti. Kendilerini aydın bilenler muhalefet olmasın diye ya sustu ya da çıkarlarının kıyısına tutundu.

Dünyayı saran özgürlük dalgasının etkisinde küçük çıkışlarla denizden başlayan çabalar etkisini gösterdi. Özellikle de SUMUD oluşumu ve Özgürlük filoları yepyeni bir boyut kazandırdı. Bu kalem sahiplerinin takipçileri, okurları gördüler ki biz, gerek HAMAS'ın kazanımını hem de aktivist oluşumların çabası kazananlardır vurgusunu dile getirdik. Hamdolsun ki sezgilerimiz ve düşünüşümüz bizi yanıltmadı.