Dua bir sığınıştır, bir bağlanış, bir sadakat, bir teslimiyet, bir gönül veriş. Allah'a yöneliş ve O'nun buyruklarına, güzelliklerin önerilişine, insanlığın geleceğine, umuduna ve özgürlüğüne adanış. Dua, gönlün ve ruhun, beden ve hâlin bütünlüğündeki bir eylemdir. Güç kazanma, güç verme, yol gösterme eylemidir.

Zamanların kimi rahatlıkları, kimi zaman zorlukları olur. Bunu belirleyen insan. İnsanın doğasında olan şeytanlara kapılış zaafı ve kimi tutkularıdır. Hakikat'ten yüz çevirenlerin başvurduğu yöntem şeytanlarla birlikte şeytanlaşmadır.

İnsanlık geleceği, onuru ve özgürlüğü için korunmak zorundadır. Eğer Hakikat üzere ise onu temsil ediyorsa, onun ruhuna var oluş mücadelesini eylemleriyle yerine getirir.

Peygamberler Hakikat düşüncesinin öncüleridirler. Onlar sorumlulukları ve görevleri gereği, her türlü olumsuzluklara karşı bir eylem hâlindedirler. Onlara sağlanmış olan manevi güç de eylemleriyle bütünleşince yerini bulur. Hemen hiçbiri, özel olmasına karşın, kabuğuna çekilme, orada sadece dua ile yakarma ile ömürlerini tüketmemişlerdir. Zorluklar onlar içindir. Onlardır azgınlara karşı kendilerini ortaya koyan. Başarılı olup olmama gibi bir dertleri yoktur. Görevlerini yerine getiriyorlar ise başarılıdırlar. Karşılık bulup bulmaması, dönemlerine, insanların kabullerine ve sonuçlarına bağlıdır.

Biz bu dönemi yaşıyoruz. Çağımızdan ve kendimizden, insanlardan sorumluyuz. Sorumluluk eyleminin bütün hâl ve durumlarını yaşama insanı anlamlı kılar. İnsanın insan olduğunu gösterir.

İnsanlığın şu dönemde şeytanları çok yönlü, çok çeşitlidir. Güçler azmanlaşınca insanlar ürküyor, korkuyor, kabuklarına çekiliyorlar. Ya da kaçışı son bir çözüm olarak görüyorlar. Kendinden ve olanlardan kaçtıkça üzerine abanan kaos ve karmaşa alanını daraltıyor. Üzerine doğru gelen boradan, fırtınadan kurtulmak için ya teslim oluyor ya da kendini avutacak olan dualara sığınıyor.

Peygamberimiz Bedir'de büyük güç karşısında eyleme hazırlanırken duada ve niyazda bulundu. Sonrasında büyük güç karşısında başarıya ulaştı. Saraylarında oturup bekleyen sultanlar başarılı olamamışlardır. Büyük komutanlar ve sultanlar ordunun başında yerini almışlardır.

Tarihin her dönem ve zamanında bu böyledir.

Dua miskinlik, tembellik, atalet, hiçbir eylemde bulunmadan başkasından medet umuş, kendini kandırış değildir.

Siz varsanız, duanızla eyleminiz vardır. Siz yola koyulmaya adaysanız ve hazırlıklı iseniz duanız size güç verir.