Düşünce derinliği
İnsan için olan bir edimdir düşünce veya düşünme. Akletme, fikretme, buna göre yaşamadır. Zorunlu bir yaşama hâli. En sıradanlıklarda bile insan ne yapacağını, yapılması gerektiğini düşünür. Evinden ilk adımını dışarı atarken ne niyetle, niçin çıktığını bilir. Bu, insandan insana durumu gereği farklı olabilir.
Sorumluluklar insan içindir. Koşullarına, durumuna göre değişebilir. Her toplumun, çevrenin veya en küçük birimin kendine göre bir alanı bulunuyor. Bu alanın sınırlarını bilen ya da ona göre oluşturanlarda farklılıklar gösterebilir.
İnsanı tanımanın, bilmenin belli yolları var. Her insan tekini birebir anlamak kolay değil. Geçmiş zaman ile şimdi insanı bilme, tanıma, kavrama yol ve yöntemleri değişti. İnsanı tanımlayan yaşama hâlleri olduğu gibi, artık bugün doğrudan tanımadan da tanımanın yolları bulunuyor. Bir insanı tam olarak bilmenin yöntemleri doğrudan belli bir zaman için de olsa birliktelikler gerektiriyordu. Şimdi öyle değil. Sosyal medya insan hayatına girince, gelişen olay ve durumlar karşısında bir insanın görünen diliyle ne ve kim olduğu, nasıl düşündüğü iyi kötü anlaşılıyor. Birkaç sözcük, davranış biçimiyle kendini belli ediyor.
İnsanlık, büyük bir sınanmadan geçiyor. Genel anlamıyla. İnsanı şaşırtacak denli kimi çarpıklıklar da yok değil. Büyük bir kuşatma ve sarmal içinde bulunan insanlığın kurtuluşunu sağlayacak, özgürlük ve yaşama alanları konusunda ciddî belirsizlikler oluşuyor. Genel anlamda insanların durumuna bakıldığında, şaşırtıcı durumlarla karşılaşıyor.
Özellikle Müslümanların yaşadığı bölgeyi saran büyük sarmaldan nasıl kurtulunması gerektiği konusundaki belirsizlik, fikri ayrılık ve çatışmalar, gerilimler sıradanlıklardan kaynaklanıyor. İnsan kendine güvenmediğinden başkalarının fikirleriyle, düşünceleriyle hareket ediyor. Bunlar belli kesimlerde odaklanıyor.
Hemen her toplumda insanlara yol gösterici önderler, düşünen insanları olur. Asıl önemli olan siyasal fanatizm körlüklerine kapılmayan kendilerine göre arayışlarda olanlar için bir umut olur. Bunu salt siyasal fanatizm için ifade etmiyoruz. Başka alanlarda da yoğunluğu bulunuyor ne yazık ki. Bunlar tam anlamıyla körlükler içeriyor. Belirlenen çerçevenin dışına çıkılamıyor.
İslâm'a karşı yürütülen şu büyük savaşta, savaş hemen her Müslüman'ı ilgilendirdiği hâlde umursamayan, kenara çekilen topluluklara dönüşüldü. Çember daraldıkça bile bunun farkına varılamıyor. Müslümanların medeniyet coğrafyası adım adım işgal ediliyor. Her işgal bir daralma getiriyor. Bu tehlike çemberi ve ateşi kendilerine yaklaştıkça hiçbir şey yokmuş gibi davranılıyor. Bunun nedeni, kitleler adına düşünmemeyi planlayan, yürütenlerin varlığı. Bunların kimi bilinçsiz, kimileri de bilinçli yapıyor.