Selim Ali'nin canı sıkkındı. Hayat durmuş muydu bir yerlerde
Bir de hep aynı yüzlerle yüz yüze gelmenin verdiği o eksi enerji... Zamanlar birbirine mi benziyordu Doğan, batan günler: "Tekrarını ömrün eder ilan." dediği miydi şairin Anlaşılan böyle durumlarda Bilgin Abi'nin günlüklerine dalıp giderek rahatlayacaktı. İyi de oluyor; birçok konuya öteki pencereden bakmanın keyfi de bir başkaydı; hani!
HÜRRİYET
Hürriyet, abi, hürriyet...
Ötesi sefalet...
CİMRİ
Kaz gelecek yerden; tavuk esirgenmez, diye bir söz yerleşmiş kulağımıza... Ya Cennet gelecek yerden; dünya es-irgenir mi Bu, pespâye esirgeme olur ki...pes yani! Cimriliğin bu kadarına söylenecek sözler de esirgenmez; kolla kendini!
ÂCİZ VE FAKİR
Ne yaparsan yap; güçlü değilsin. Dünyayı satın alsan; güneşi alamazsın. Alsan n'olacak; hiç! Mevsimlere sözün geçmez ki. Bir kelebek uçuramazsın, bir gülü açtıramazsın da bu neyin böbürlenişi Git şurdan; gel buraya!
SAVAŞ VE BARIŞ
Savaş yarışında herkes kaybeder; barış yarışında herkes kazanır!
ÖLÜMSÜZLÜĞÜ GÖRMEK
Öleceğimizi bile bile; (güle güle) yaşıyoruz!
Kışlarda ölerek, baharlarda dirilerek... Ölümsüzlüğü gördüğümüzden olsa gerek!
KALEM VE KILIÇ
Sorsalar: "Kalem, kılıçtan keskin!" deriz. Deriz de... boyuna kılıcı bileyleriz. Kalemin ucunu paslandırırız; nedense!
Ne; dense
DOKTOR VE ÖĞRETMEN
Doktor yanlış ilaç verince bedenimiz; öğretmen (yanlış kelime) verince ruhumuz yaralanıyor ve belki ölüyor! Birini görüyoruz; öbürüne körüz... Bu nasıl gaflet!
HIRSLARA VEDÂ
Çok şeyi çook; çok abartıyoruz da...
Hem; ölümlü bir dünyada değil miyiz!
Vedâlara alışsak iyi olur; hırslarımız durulur biraz!