Ali Gültiken

Sabah

Rebic ve Ghezzal borç ödüyor

Kupa maçlarının ilk ayakları motivasyon açısından genelde sıkıntılı olur. Rakipten daha ziyade takımın kendi iç motivasyonunu tetiklemesi gerekir. Beşiktaş yaşadığı problemli süreci artık tamamen geride bırakma adına Eyüpspor karşısında çok önemli bir müsabakaya çıkar gibi oyuna başladı. İstek ve arzu da beraberinde golleri getirdi. Bu, doğal olara

Semih ve Demir Ege'nin getirdikleri!

Beşiktaş'ta ev sahibi geldi, şartlar değişti. Futbolcular açısından bundan sonra tek bir gerçek var. Bu sürecin devamında artık giden, teknik adam olmayacak. Yük futbolcuların omuzunda. Yapabilen, Beşiktaş'ın sorumluluğunu taşıyabilen oyuncular yoluna devam edecek. Bu süreç bitti, seçim tercihi futbolcularda. Teknik adamın bir lider olarak gelmiş o

Seviye bu değil!

Defans kelimesi savunma olgusunu çağrıştırsa da dün akşam bunun çok daha fazla şeyleri içerdiğini gördük. Savunmanın saha içerisinde aldığı pozisyon, takımın hem defansif pozisyonunu hem de hücum pozisyonunu belirler. Şunu elbette kabul ediyoruz; birçok kendi pozisyonu olmayan oyuncu, savunma dörtlüsünü oluşturdu. Bu oyuncuların doğal olarak düşünc

Muleka psikolojik olarak rahatladı

Öncelikle Beşiktaş'ın giydiği 100. yıl formasına bayıldım. Harika bir seçim olmuş. Formanın bu pozitif, Beşiktaş'a çok yakışan görüntüsü gördük ki oyuna da yansımış. Maça başlayan oyuncu seçimleri kadar futbolcuların pozisyonlarındaki değişimleri de oyuna çok olumlu katkılar yaptı. Amartey'in 6 numara pozisyonuna alınmasıyla Hadziahmetovic'in ön ta

'Kayıp olmasın' isteğinin sonucu

Beklentilerin çok gerisinde bir oyun oldu. İki tarafın da oyun kalitesinin beklentilerin çok altında kaldığını gördük. Kazanmaktan daha ziyade, "Önce kaybetmeyelim" mantığı oyunun ilk yarısını çok kısır bir hale getirdi. Özellikle Galatasaray'ın topa sahip olduğunda oyunun gidişatını kontrol etme isteğinin, istediği yönde gelişse de izleyenler açıs

İyi niyet yetmez!

Beşiktaş'ın iyi niyeti ve gayreti mücadeleyi ancak belirli bir yere kadar taşıyabiliyor. Futbolun temel bir gerçeği var. İyi oyuncun yoksa mücadele yetmiyor. Hele büyük takım olarak oyun liderlerin ve yıldızların yoksa işler sarpa sarıyor. Oyunun ilk yarısı zaten Beşiktaş açısından çok vasattı. İkinci yarı biraz daha kıpırdayan, Alanyaspor yarı sah

Devler Ligi'ni hak ediyordu

'Futbolda iyi hücum mu yoksa doğru savunma mı kazanır' sorusunun cevaplarından, 'İyi savunma galip çıkar' tarafında Kopenhag'ı görüyoruz. Son iki maçta Bayern ve Galatasaray karşılaşmalarında topu neredeyse maçın tamamında rakibine bırakarak oynayan Kopenhag takımı, iki müsabakada 4 puan kazandı. Bir galibiyet ve bir beraberlik bu savunma kurgusuyl

Ancak bu kadar!

Beşiktaş açısından başlangıç olarak zor bir derbiydi. Oyun gelişimi aynı zorluk da oldu. Çok fazla sakat ve formsuz oyuncunun gölgesinde bir kadro oluşturmaya çalışmak Beşiktaş açısından oldukça önü görünmeyen gri bir alandı. Bu durumu aşmak, F.Bahçe gibi düzeni oturmuş bir rakibe karşı kolay olmadı. Beşiktaş'ın oyunun kontrolünü ele alması zorlaşt

Bu kadar eksiğe rağmen

Konferans Ligi'nde sıkıntılı geçen Club Brugge maçının izlerini geride bırakıp moral, motivasyon ve kondisyon olarak Ankaragücü deplasmanına yeniden hazırlanmak önemliydi. Beşiktaş açısından skor istediği gibi olmasa da Ankara deplasmanında mücadele, istek ve oyun anlamında reaksiyon ortaya koyduğunu gördük. Bu kadar eksik ve sakat futbolcularınız

Herkesin aklını başına alması lazım

Futbolda şu gerçek hiç değişmez; Hedef kaybolduğu anda oyuncu da oyun da gerçek kimliğinden çok uzaklaşıyor. Beşiktaş, Club Brugge ile deplasmanda berabere kaldığı maçta da sorunlar yaşamıştı. Ancak bu sorunlar dün geceki kadar büyük değildi. İlk karşılaşmada skor belli bir yerde kalsa da oyun performansıyla Club Brugge nasıl bir takım olduğunu çok