Âile hayatımızın merkezinde ne olmalı

Ruhlar âleminden başlayan yolculuğumuz, rahm-i mader, sabavet (çocukluk), gençlik, ihtiyarlık, kabir durak ve istasyonlarından geçip; haşirden (diriliş ve toplanma yerinden) ebede kadar devam edecektir. Dünya "imtihan" duraklardan birisidir.

Fert, aile, toplum ve insanlık olarak hepimiz huzur ve mutluluk peşindeyiz... Bunun için dünya ve dolayısıyla aile yolculuğunun kurallarını belirlemek zorundayız. Bu yolculukta bir kılavuz, rehber, harita lazımdır. "Aile hayatımızın merkezinde ne var, kim var, ne olmalı, kim olmalı" Dünya ve madde mi, felsefe mi, artistler mi, filmler-diziler mi, sporcular mı

Âile hayatı yolculuğunun huzur ve mutluluğu iman ve ahlaka bağlıdır. İman ile "Allah'ı tanımaktan gelen muhabbet, en büyük maya ve iksir olur."1 Rehber ve kılavuzumuz Peygamberimiz (asm), Sünnet-i Seniyye'si ve Asr-ı Saadet aile modelidir.

Gerçek huzur ile mutluluğa ancak, "iman-ı billah, marifetullah, muhabbetullah", Esma-i Hüsna'yı imanın merkezine; Rasulullah (asm), Sünnet-i Seniyyeyi" yolculuğumuzun merkezine; "Asr-ı Saadet" modelini aile hayatının merkezine yerleştirirsek ulaşabiliriz. Evet, "Mürşid-i imânî, Resûl-i Ekrem (asm) bak, nasıl neşrettiği hakikatin nuruyla, hakkın ziyasıyla, nev-i beşerin gecesini gündüze, kışını bahara çevirerek, âlemde yaptığı inkılâp ile âlemin şeklini değiştirerek nuranî bir şekle sokmuştur. Evet, o zâtın nuranî güzelliğiyle kâinata bakılmazsa, kâinat bir mâtem-i umumî içinde görünecekti. Bütün mevcudat birbirine karşı ecnebî ve düşman durumunda bulunacaktı."2

Cehaletin bataklığında debelenen ve biribirinin gözünü oymaya çalışan Müslümanlar da, bunalan beşeri de kurtaracak olan doğumundan kabre kadar insanın hayat safhalarının bütününe en güzel prensip ve kaideleri getiren Sünnet-i Seniyye'dir. Günümüz medeniyetinin sefih yüzü ferdi mutsuz, umutsuz, hasta, aileyi darmadağın ve huzursuz etti. İnsanlığa da güzel bir aile modeli olmalıyız.