"Türkiye yangın yerine dönmüş..."
Sabah-ı şerifiniz mübarek ola başlıktaki bu sözü söyleyen iktidar muhibbi hayâlî komşum.
Hem Türkiye hem Almanya'dan emekli olup orada oturan karı-koca tatile her gelişlerinde, "Almanya eski Almanya değil, bitmiş; Türkiye çok iyi, çok ucuz!" diye övüp, yeyip-içip, gezip, güle-oynaya gidiyorlardı kötüledikleri Almanya'ya. Ne akraba ne komşu ne de hemcinslerinin sıkıntı ve problemleri umurlarında olmayarak.
Bu sene yalnızca hanımefendi başka bir şehirdeki akrabasının yanına gelmiş. Biraz uzunca kalmış ve sık sık pazara, alış-veriş mağazalarına, hastaneye gitmiş; görmüş ki, her şey ateş pahası. Akrabaları borç batağında. Çocukları işsiz... Dönünce, "Bu sene gelemeyeceğiz, aidat ve sair masrafları bildirin; gönderelim." diye telefon ettiler. "Hayrola" demeden, "Türkiye yangın yeri! Bu kadar pahalılık olur mu İnsanlar aç, perişan!"
Türkiye yangın içinde yangını yaşıyor. Bolu'daki facia sonrası yanan otelin hemen karşısındaki kayak pistinde başka bir otelde kalan tatilciler kayak yapmaya devam etmiş. Diğer otellerin müşterilerine rezervasyon iptal hakkı tanımamış. Onca insanın can verdiği yerde kayak yapmaya nasıl devam edilir Demek yanan sadece otel, ev, maddî yapılar değil. Güzel hasletlerimiz, örf ve geleneklerimiz, dayanışma, yardımlaşma ruhumuz, utanma, diğergâmlık (empati), sevinç, hüzün ve kederleri paylaşma gibi 'ortak' değerlerimiz de yanıyor! Hem de -sözüm ona- dindarlar iktidarında cayır cayır!..
Müslüman Türk milletinin güzel millî hasletlerinden başında, doğruluk, adalet, merhamet, hürmet, hürriyet, cesaret, nezaket, sevgi, vefakârlık, fedakârlık, alçakgönüllülük, sorumluluk, iyilik, yardım etmek, dayanışma, diğergamlık (empati) misafirperverlik, helâl-haramlara dikkat, dürüstlük gelirdi... Bunlar da cayır cayır yanıyor!