İptidaî de olsa bugünkü formattaki ilk gazetenin, MÖ 1750'lerde çıkarıldığı söylenir.

Oysa, basın-yayın, medya, ediplik, yazarlık, gazetecilik, habercilik, "Habir, Mürsil, Rab, Mütekellim" başta olmak üzere sair Esma-i Hüsna'ya dayanır. İlk haberci 10 sayfa indirilen Hz. Adem'dir (as). Hz. Şit 50, Hz. İdris 30, Hz. İbrahim'e (aleyhimusselam) 10 sayfa indirilmiştir.

"Kıssa", Hz. Adem'den (as) başlayıp hatemü'l-enbiya olan Hz. Muhammed'e (asm) kadar olan kavim ve milletlerle ilgili yaşanmış doğru, ibretli haber ve hikâyeleri demektir. Kur'ân'nın yaklaşık üçte biri "kıssa"lardır. "Yer yüzünü gezin, dolaşın, gözlerinizi açın, görün, gözlemleyin, ibret alın!" ve "Önceki milletlerin sonlarının nasıl olduğuna bakın." mealinde onlarca ayet bu hususu nazara verir."1

114 sureden birisinin ismi "Kalem Suresi"dir. Peygamberimiz "Şüphesiz ki Allah'ın ilk yarattığı şey kalemdir. Allah-u Teâlâ kaleme, 'Yaz!' dedi. 'Rabbim ne yazayım' 'Kıyamet saatine kadar olacak her şeyi yaz! dedi."2

Edebiyat, yazmak ve gazeteciliğin özü ve gücü, "Elbette nev-i beşer insanlık, âhir vakitte ulûm ve fünûna dökülecektir. Bütün kuvvetini ilimden alacaktır. Hüküm ve kuvvet ise, ilmin eline geçecektir... Ulûm ve fünûnun en parlağı olan belâgat ve cezâlet ince ölçülmüş, biçilmiş tesirli ifade, bütün envâıyla ahirzamanda en mergub istenen, rağbet edilen bir suret alacaktır. Hatta, insanlar kendi fikirlerini birbirlerine kabul ettirmek ve hükümlerini birbirine icra ettirmek için, en keskin silâhını; cezalet-i beyandan anlatımda kelimelerin düzgün dizilişinden doğan güzellik ve en mukavemetsûz karşı konulmaz kuvvetini, belâgat-ı edâdan üslup ve ifadedeki belâğattan alacaktır."3