Bir okuyucu yorumu: "Bazıları Risale-i Nurlar sanki iman kurtarmak için değil de 'siyasî iktidarı değiştirmek için var! 'İktidar değişirse iman hizmeti uçuşa geçecek' zehabındalar!"

"Risale-i Nur'u anlayarak ve kabul ederek okuyan" bilir ki, onun stratejisi, "imân, hayat, şeriat"tır. İmân; esas, kök, ilim, ışık, nur, feraset, "hem nur, hem kuvvet", yani yakıt ve sonsuz potansiyelli bir enerji kaynağıdır. "Hayat" ise, imân esasları, ibâdetler (namaz, zekât, uhuvvet, vs., vs.) ve ahlâkın (müspet ve ulvî duygu ile hasletlerin) pratiğe geçirilerek ferdî ve içtimâî hayata yansımasıdır. Şeriat ise, İslâm'a ait dinî, ahlâkî ve hukukî hükümler bütünüdür. Kast edilen şeriat; hukuk, kanun, sistem olarak topluma ve devlete aksetmesidir.

Risale-i Nur, İslâm medeniyetini yeniden ihya ve inşa projesidir. Zira, iman esaslarını, İslâm şartlarını; Kur'ân ve Sünnet-i Seniyye'nin bu zamandaki içtimâîsiyasî ölçülerinin her birisini izah ve ispat ederek ortaya koyar. Demek ki, Risale-i Nur, sırf dünyevî, bir "siyasal iktidarı" değil, Asr-ı Saadet yönetim modelini ve sistemi esas alır.

Dindarların da uyması gereken İslamın "siyasî iktidar"ının bazı maddeleri:

Bu dünyaya imtihan olmaya gönderildik; maddî-mâvî tekâmül ve imtihan hürriyete bağlıdır. Kadere imân, "hür iradecüz'i irade" demektir. İstidat ve kabiliyetlerimiz de hür irade ile inkişâf eder, gelişir. "Hürriyet imanın hassasıdır özelliğidir."1 Öyle ise, "istibdat iktidarını" değiştirip "hürriyetçi iman iktidarı"nı getirmek bu özelliğine çalışmaktır. Çünkü:

Meşrutiyetdemokrasi "Veşavirhum fil-emri-Ve işlerde onlarla istişare et.Ve emruhum şûra beynehumOnların aralarındaki işleri istişare iledir.'2 âyet-i kerîmelerinin tecellîsidir ve meşveret-i şer'iyedir (Şer'î Meşveret, Şeriata uygun Meşveret demektir)."3