Nur talebelerine yüklenen vazifeler
Bazı ağabey ve kardeşlerimiz "şerh ve izahına" yanlış mana verilir endişesi-veya başka saiklerle-karşı geliyor.
Bu, binler faydası olan elektriğin çarpmaması için yasaklamak gibidir! Oysa Bediüzzaman Risale-i Nur'un anlaşılabilmesi için "şerh, izah ve tanzimine"1 izni vermiştir. Şerh: Genişletip yaymak; sözün kapalı kısımlarını açıklayıp anlaşılır hale getirmek" demektir.
Şerh, izahtan daha geniş ve kapsamlıdır. Aynı zamanda "çıkarım" yapmak demektir. Mesela, "Bismillah her hayrın başıdır" sözünden, gayr-i meşru işlerde Besmele çekilmez; "Piyango kumarına parasını yatıran bir adam" sözünden piyangonun kumar olduğu; "İbret için ara sıra sinemaya gittiğimden" ve Tarihçe-i Hayatı'ne "Eski Said'in resimlerinin behemehal koydurmasından" sinema, resim, bilgisayar, gazete, internet, nüfüs kağıdı ve pasaporta kadar "resim" konmasının içtihadını yaptığı "şerhiniçıkarımını" yapabiliriz.
İzah ise, açıklamak, bir şeyi anlaşılır hâle getirmektir. Ders okurken yapıldığı gibi.
Üstelik Bediüzzaman, "şerh, izah ve tanzim"in yanında 9 vazife daha verir: "Bazen izah ve tafsile muhtaç kalmış. Onun için vazifem bitmiş gibi, bana geliyor. Sizin vazifeniz devam ediyor. (Ve, inşaallah vazifeniz şerh ve izahla ve tekmil ve tahşiye ile ve neşr ve talim ile, belki Yirmi beşinci ve Otuz ikinci mektupları telif ile Dokuzuncu Şuanın dokuz makamını tekmil ile ve Risale-i Nur'u tanzim ve tertip ve tefsir ve tashih ile devam edecek.)2
Tekmil: Tamamlamak ve kemale erdirmek demektir.
Tahşiye: Derkenar, hâşiye yazma ve yazılma. Bir sahife içinde geçen cümlenin ya da kelimenin izah ve manasını sahifenin altına veya yan tarafına yazmaktır.