Meşveret ve istişare esastır
Bazıları hâlen lider, şeyh, hoca olarak tek adamların peşinde giderek eski çağların köşelerinde yaşıyor!
Bir millet, ülke, toplumu "Kişi ihya eder veya batırır!" gibi fasit bir anlayışın zebunu olmuş! Halbuki, bu hikmet ve imtihan dünyasında her ilim dalı, sanat ve mesleğin kendine has kuralları ve bunlara uyma mecburiyeti var! Trafik kurallarına uymayan can ve mal kaybına uğrar!
Ferd, âile, toplum ve ülkelerin gelişme ve yönetilmesinin de ilmî prensip ve sosyal kaideleri vardır. Bunlardan bazılarını Üstad Bediüzzaman'dan dinleyelim:
"Zaman, cemaat zamanıdır. Cemaatten çıkan bir şahs-ı mânevî hükmeder ve dayanabilir."1 Cemaatten kasıt, yalnız dinî hizmet ve ibadetlerde değil, ilim, sanat, teknoloji, ticaret ve hayatın sâir tüm alanlarında geçerli. Zira, "Cemaatte olan kuvvet, ferdde yoktur.2
"Ferd dâhi de olsa, cemaatin ferd-i manevîsine karşı sivrisinek kadar kalır."3 "Şahıs ne kadar dâhi ve hattâ yüz dahi derecesinde olsa ... mağlûptur."4
"Şimdi hâkim, şahıs değil, efkâr-ı âmme olduğu için ... Şahs-ı vâhid, şahs-ı mânevîyi kandıramaz ve tenvir edemez."5 Gelişmeyi ekipler, meclisler, parlamentolar, heyetler, şahs-ı manevîler yapar!
"Meşrûtiyetin sırrı, kuvvet kanundadır, şahıs hiçtir. İstibdâdın esâsı, kuvvet şahısta olur, kânunu kendi keyfine tâbi edebilir, hak kuvvetin mağlûbu"6 Dolayısıyla bir ülkenin kalkınmasında, meşrutiyet, demokrasi, katılım gerekir. Meşveret ve istişâre esastır.
Bu zaman, şahs-ı manevî zamanı olduğu için, böyle büyük ve bâkî hakikatlar, fânî ve aciz ve sukût edebilir şahsiyetlere bina edilmez!"7