Masumlara şefkatle mükellef değil miyiz

Bugün insanlık da Müslümanlar da dehşetli duygu sapmaları yaşıyor! Birisi de şefkattir.

Oysa, şefkat olmasaydı hayatta olmazdık; huzur ve mutluluğu bulamaz-dık! Zira, şefkat de fıtratımıza konmuş en esaslı duygu ve hasletlerdendir.

Esma-i Hüsna ve İslâm ilimleri literatüründeki en derûnî, en nezih manaları taşıyan şefkat; Allah'ın (cc) bütün varlıkları kuşatan "Rahîm, Rahman ve Vedud" isimlerinden alıyor. Şefkat, masûm, zayıflar başta olmak üzere tüm var-lıklara gösterilen insanî, vicdanî bir haslettir.

Tüm duygularımızı psiko-sosyal zaviyelerin-den de tahlil eden "Risale-i Nur tefsirinin dört esasından birisi şefkattir ki, ism-i Rahîm'in mazhariyetinden gelmiş."1 Dolayısıyla herkese ve "Milletine karşı şer'an dine, aklen, hikmeten fayda, maslahatça hiss-i şefkati şefkat duygusunu"2 göstermekle mükellefiz.

Hiss-i şefkat yoksa, "Milletine karşı şer'an dine, İslamiyete göre, aklen, hikmeten fayda, maslahatça mükellef olduğu hiss-i şefkat yerine hiss-i tahkir aşağılama hissi, meyl-i incizab gönülden sevme yerine meyl-i nefret, meyelân-ı muhabbet yerine irade-i istihfaf küçükseme ve hafife alma iradesi, temayül-ü ihtiram hürmet, saygı yerine meyelân-ı techil cahillikle suçlama, arzu-yu merhamet yerine arzu-yu taazzum büyüklük taslama, seciye-i fedakârî fedakârca davranma huyu, karakteri yerine temayül-ü infiradî sadece kendisini düşünerek hareket etme eğilimini ikame edip yerleştirip, hamiyetsizliğini millî ve ailevî şeref ve haysiyetini korumak için hiçbir gayret taşımama, asılsızlığını gösterdiğinden, nazar-ı hakikatte gerçeğin gözüne göre öyle bir câni ve menfur nefret edilen olur"3 Hakikî şefkattaki fedakârlık da ihlâstan kaynaklanır. "İnsaniyetteki hemcinsine şefkat ise, şükr-ü hakikînin de bir esasıdır."4