Kurt kuzuya bağırmış: "Niçin suyumu bulandırıyorsun" Kuzu, "Allah insaf versin, ben aşağıdayım, nasıl bulandırabilirim" Kurt, "Geçen sene bulandırmıştın!" Kuzu: "Daha altı aylığım, hayatta bile değildim!" Kurt: "O zaman anan bulandırdı!.."

Güçlüler zayıfları ezmek için "kurt kuzu" taktiği kullanırlar. Bunu güçlüler, özellikle dişli devletler yapar. Buna, "Kuzu yeme!" bahanesi denir.

Filistin, Suriye, Arakan, Doğu Türkistan'da yaşananların adı savaş değil; doğrudan doğruya işgal, zulümdür. Savaş, mutekabil kuvvetler ve en azından askerler arasındaki çarpışmanın adıdır. Dünya biliyor ki, ABD, İngiltere ve İsrail'in Irak başta olmak üzere, Suriye, Libya ve sair Ortadoğu ülkelerine saldırması hiçbir meşrû gerekçeye dayanmıyordu. Oysa, "Evvela, imkanat başkadır, vukuat başkadır. Herbir fert, çok adamları öldürebilmesi mümkündür. Bu imkan-ı katil cihetiyle mahkemeye verilir mi Herbir kibrit, bir haneyi yakması mümkündür. Bu yangın imkanıyla kibritler imha edilir mi"1

Öyle ise milyonlarca çoluk-çocuk, genç, ihtiyar kadınların katledilmesi, yaralanması, işkencelere yerinden-yurdundan edilip mülteci durumuna düşürülmesinin arkasında yatan saik ne idi Belli ki, gerekçeleri, Ortadoğu enerjilerini ve enerji yollarını kontrol altına alma ve sömürme yatmaktadır. Yeraltı ve yerüstü kaynakları olan bilhassa İslam ülkelerini işgal etmek, sömürmek, Müslümanları sindirmek ve gelişmişlik seviyelerini durdurmak yatmaktadır.

Bediüzzaman'ın (ra) teşhisi: "Menfaat üzere çarhı kurulmuş olan siyaset-i hâzıra, müfteristir, canavar. Aç olan canavara karşı tahabbüb etsen, merhametini değil, iştihâsını açar. Sonra döner, geliyor; tırnağının, hem dişinin kirasını senden ister."2 Üzücü olan, "Kurdun kuzuyu yeme bahanesi ve taktiğini" Müslümanlar, dindarlar ve devletlerinin de kullanmasıdır!