Kur'an'ı anlamıyoruz, nasıl yenileneceğiz

"Ana dili Arapça" olanlar bile Kur'an tam anlamıyor! Biz nasıl anlayıp yenileneceğiz Elbette Kur'an'ı nasıl anlayacağımızı da Kur'an'a sormalıyız:

Mealen, "Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun."1 diye ferman edilir. İlim sahipleri de sıradan değil, "Verrasihune fil ilmiderin ilim sahipleridir."2 ayetleri ve "Muhakkak ki Allah, bu ümmete her yüz sene başında dinini yenileyen bir müceddid gönderir."3

Bunlar da müçtehid ve müceddidlerdir. Ki, "Her asırda dine ve imana tam hizmet eden müceddidler geldikleri gibi, bu acip ve komitecilik ve şahs-ı mânevî-i dalâletin tecavüzü zamanında bir şahs-ı mânevî müceddid olmak lâzım gelir."4

Her Müslüman tahkiki imanı kazanmak ve İslamiyeti öğrenerek yaşamak zorunda. Zira, "İmansız İslâmiyet sebeb-i necat (kurtuluş sebebi) olmadığı gibi, İslâmiyetsiz iman da medar-ı necat olamaz."5

İmân esasları, İslâm şartları, ibadet, ahlâk, ukubatın yüzlerce alt başlıkları, kulaktan duyma ve toplama bilgilerle değil; tahkik, tetkik ve incelenerek öğrenilmelidir ki, böyle bir iman dayanabilsin! Hedefine ulaşmak için eski zamanın kağnı, deve, at arabası gibi vasıtalara binmediği gibi, eski zamanın bilgi ve ilmi doneleriyle yetinemez.

Hiç ümitsizliğe kapılmamıza gerek yok. Risale-i Nur, "İmân hakikatlerinin izâhı olduğu için, hem ilim, hem Mârifetullah, hem huzur, hem ibâdettir. Eski medreselerde beş on seneye mukabil, inşaallah Nur medreseleri beş on haftada aynı neticeyi temin"6 Ona ulaşmak hem kolay, hem rahat, tahsili ise masrafsız ve zahmetsizdir. Bediüzzaman Risale-i Nur Külliyatı ile takke-zaviye, medrese (üniversiteyi) evimiz, işyerimiz, kır, dağ başları ve dünyanın her tarafına yaygın eğitim olarak gerçekleştirmiştir. Bir risaleyi cebine yerleştiren nerede olursa olsun henüz üniversitelerde bile okutulmayan yüksek ilimleri tahsil edebilir!