Kur'ân ne diyor, Müslümanlar ne yapıyor!
İnsanoğlunun varoluş ve hayatının anlamı, "hür irade ve düşünme" ile ortaya çıkar. İnsaniyet, hür düşünce, akıl, mantık ve vicdan okumaları ile tezahür eder. Üzerinde düşünülen, gözlemlenen, araştırılan, tetkik edilen her şey ilimdir.
Habir ve Mürsil-i Mutlak olan Allah, elçisi Hz. Muhammed'e (asm) indirdiği ilk vahiy, "İkraOku!" emridir. Ki, 3. âyette tekrarlanır; 4. âyette kalem ve yazmanın; 5. âyette bilimin, bilmenin önemi vurgulanır. Ve yüzlerce yerde düşünmeye sevk edilir:
Düşünün!1 Onlar hiç düşünmezler mi2 Hâlâ düşünmez misiniz3 Bakmazlar mı4 Bakınız!5 Akıllarını kullanırlar.6 Bundan ibret alınız ey basiret sahipleri!7
Kur'an'ın akıl, gözlem ve tecrübeye dayalı sunduğu delillerden bazılarının meali şöyle: Allah size ayetlerini gösteriyor. Allah'ın ayetlerinden hangisini inkâr edersiniz!8 Ayet, "delil" demektir. Kur'an'ın ibareleri ayet olduğu gibi, yaratılan her şey kevnî bir ayettir: "İnsanlar devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı"9 "Kesin olarak inananlar için yeryüzünde ayetler vardır."10 "Ölü toprak onlar için mühim bir delildir."11
Kur'an akli, mantıki, ilmi kesin bilgiyi bulması şu ferman verir mealen: "Eğer bilmiyorsanız ilim sahiplerine sorun."12 İşte imân dediğimiz hakikat ve doğru inanç bunlardan sonra gerçekleşir. Ahlâk da bu hakikatlerle birlikte, doğruluk, dürüstlük, hakperestlik, nazik ve nazenin olmak gibi yüzlerce güzel duygu ve hasletlerdir.
İşte insanın onuru bu değerler ile hak ve hürriyetleri kemaliyle yaşamayı, yaşatmayı gerektirir. Adalet ve başkasının hukukunu aramak da insanın en büyük ahlâk ve erdemlerdendir. İşte müspet tüm bu güzellikler İslâm ahlâkını oluşturur.