Kendimize yazık etmez miyiz

Hayatımıza kim şekil veriyor, kim vermeli TV, cep telefonu, internet, seküler felsefeler mi, siyaset mi, maddiyat mı, yoksa Kur'ân ahlâkı mı Peki, İslâma göre ahlâk nedir

Arapça "Huy" anlamındaki "hulk" kelimesinin çoğulu olan ahlâk; güzel seciye, karakter, doğru, iyi, hayırlı, olumlu, pozitif davranış biçimi ve oturmuş kişiliktir. Bir davranış ve hareketin ahlâkî olduğunu gösteren iki unsur vardır: İyi-kötü gibi bir değer taşıması; irâdî ve kastî olmasıdır. Meselâ, psiko-biyo-fizyolojik davranışlar ahlâkî değildir. Ahlâkı meleke haline gelmemiş birisinin kendiliğinden değil; zorlanmayla ve herhangi bir çıkar hesabıyla korkması, cömertliği ahlâkî değil; riyâ ve menfaat eseridir. Ahlâkî davranış; Allah'ın emirlerine itaat, yasaklarından sakınmak; yarattıklarını hoş görüp, şefkatle haklarına riayet etmek ve saygılı olmaktır. Ahlâk ruhun süsü, davranışlarımızın mayası, iç güzelliğimizin nurudur, ışığıdır.

Ahlâkın gayesi; maddî-mânevî iki yapılı insanın ruhunu, ulvî duygu ve hasletlerini geliştirip kontrol etme; menfi hislerini mecralarına, yani, veriliş gayelerine kanalize ile his ve lâtifelerini dengelemektir. Yanlış, kötü, çirkin huy ve fiillere de "ahlâk dışı" denir.

İmân esasları ahlâkî normları sonsuzluğa taşıdığı gibi; ibâdetler, muâmelât ve davranış biçimleri de ahlâkî değerleri hem teorik, nazarî hem de pratik olarak uygulamasını yapar. Güzel seciye ve iyi haslet, yâni, ahlâkî normların başında Allah'a ve yarattıklarına karşı sevgi gelir. Doğruluk, hakperest, âdil, mütevâzi, ihlâslı (samimi, içten, art niyetsiz), haya-iffet, merhamet, hüsn-ü zan, hürmet. Merhamet, şefkat, iyilik, yardım gibi ulvi güzel hasletler imânın gereğidir.