Kardeşlerimizin hataları lütûf ve meşveretle düzeltilmeli!

Beşeriz, şaşarız, bilerek veya bilmeyerek hata eder, kusur işler, savrulur ve düşeriz!

Ne var ki, başkasından bir hata sudur ettiğinde güya "Düzeltip kurtaracağım!" diye hemen menfî tenkide sarılır! Bu doğru değil; üstelik rencide edici hem daha da uçlara iticidir!

Unutmayalım ki, yalnızca "Âlemlerin Rabbi olan Allah her türlü kusurdan münezzehtir."1 O halde hatalarımızı nasıl düzelteceğiz; tenkid ile mi, yoksa lütuf ile ıslah ve meşveret ederek mi Üstad Bediüzzaman bize şu yolu tavsiye ediyor:

"Mü'min, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla ıslahına çalışır."2 Lütufla ıslah nasıl olur Hürmet (saygı), merhamet ve muhabbetle önem ve değer vererek meselenin hakikatini göstererek iyileşmesine yardım etmek, nezâket ve nezâhetle düzelmesine çalışmaktır. İhlâs Risalesi'nde de belirtildiği gibi, kardeşler biribirini tenkid değil, "Belki birbirinin noksanını ikmal eder, kusurunu örter, ihtiyacına yardım eder, vazifesine muavenet eder."3

Bununla birlikte daha etkili olabilmek için hataların mahiyetine göre meşverete götürülmeli. Zira, "Nur cemaatinde meşveret ve istişare esastır."4 "Her meselemizde emir, Risale-i Nur'un şahs-ı manevîsini temsil eden has şakirtlerin talebelerin ve sizlerindir. Benim de şimdi bir reyim var."5 "Siz, meşveretle ne lâzımsa yaparsınız."6 Aranızdaki samimî tesanüd ve meşveret-i şer'iye... içinizdeki şahs-ı manevînin fikrini, o meşveretle bildirir."7 "Medâr-ı nizâ tartışma sebebi bir mesele varsa meşveret ediniz."8 "Meşveret-i şer'iyeyle reylerinizi teşettütten dağınıklıktan, bir anlamda kafa karışıklığından muhafaza ediniz."9