"İşte Hayatım"ı hâlâ okumadınız mı

Hayatlarını kaleme alanlar, "Nasıl başarılı oldum, hangi zorluklarla ne kadar servet kazandım!" gibi sorulara cevap verirler. Rahmetli Mehmet Kutlular ağabeyin "İşte Hayatım" kitabı, 50 yılın iman, Kur'ân, yani, Risale-i Nur hizmetleriyle geçmiş, tam bir ihlas, tam bir sadakat, sarsılmaz bir metanet, sebat ve istikametin destanıdır.

1978'de gittiğimiz İstanbul'da vefatına dek onun rahle-i tedris ve himayesinde yaşaya geldik. "Sert adam" imajı, aslında "Kur'an tefsiri" Risale-i Nur'un meslek umdelerinde tavizsiz duruşuydu. Onlardan asla taviz vermezdi. Yoksa, şefkat ve merhamet timsaliydi. Şahsi hatalarımıza bakmaz, hizmet ve sadakatimize bakardı. Kusurlarımızı rencide etmeden dolaylı olarak düzeltirdi. İstikametini muhafaza eden binlerce dâvâ adamı yetiştirmişti.

Feraset, dirayet sahibi bir yönetici idi. Mutlak istibdata, komünizme, materyalizme savaş açmış, bir hak, hürriyet, adalet, demokrasi kahramanı idi. "Deprem İlahi ikazdır!" sözünün arkasında duran, yurtdışından gelip ülkeye gelerek hapse giren, aşk, şevk ve ümit aşılayan bir hürriyet kahramanı. Deccalizmsüfyanizmin kolları ifsat, densizlik ve ahlaksızlık komiteleri, Yeni Asya'yı "biat ettirme, susturma, ele geçirme ve çökertme projesini" çok şiddetli bir şekilde sürdürüyorlardı. Şiddetli istibdat döneminde, müthiş baskılar karşısında şahsi cesaretini Risale-i Nur ve şahs-ı manevinin emrine vererek, baskıların yanı sıra "hubb-u cah, havf, tamah ve sair cazip teklifler" karşısında da tavizsiz duruşunu devam ettirdi.

Yine, çok dehşetli baskı ve cazibedar teklifler karşısında cemaati "siyasal dincidindar siyasalcı"ların peşine sürüklemedi! Yeni Asya'yı onların boruzanı yapmadı. İstihbarat, jitem ve çevreleri "Mehmet bey, çok tehlikeli zamanlardayız, yalnız başınıza dolaşmayınız!" diye tehdit ediyorlardı. "Bu tehditten sonra daha da yalnız dolaşmaya başladım!" demişti.