İnsan-ruh-beden, emir ve irade âlemi

Bir soru üzerine bu yazı tedai-i efkar (fikir çağrışımı) ve uzmanlarına ufuk açmak için yazılmıştır.

Çok muhteşem, girift, karmaşık ve bilinmezleri içinde toplayan ruhu anlamak için önce insanın genel olarak mahiyetine bakmak gerekir: İnsan, Kur'an'i tabirle, "Ahsen-i takvimde (en güzel şekilde) yaratıldığı ve ona gayet câmi' bir istidad (her şeyi kapsayıcı yetenekler) verildiği... bir mu'cize-i Kudret (herbir cihaz ve organı mu'cize olan) ve netice-i hilkat (yaratılışın meyvesidir)..."1

"İnsanın mahiyet-i câmiasında (yani, içyüzü, aslı, künhü, hakikatında) ve istidad-ı hayatiyesinde çok letâif (ince duygular) var."2 Ve insan, "Cenâb-ı Hakkın antika bir sanatıdır ve en nâzik ve nâzenin bir mucize-i kudretidir ki, insanı bütün esmâsının (isimlerinin) cilvesine mazhar ve nakışlarına medâr ve kâinata bir misâl-i musağğar (küçültülmüş örneği, minyatürü) sûretinde yaratmıştır."3 İşte böyle bir insanın ruhunun mükemmel tanımı:

"Ruh, bir kanun-u zîvücud-u haricîdir, bir namus-u zîşuurdur. Sabit ve daim fıtrî kanunlar gibi, ruh dahi âlem-i emirden, sıfat-ı iradeden gelmiş, kudret ona vücud-u hissî giydirmiştir, bir seyyâle-i lâtifeyi o cevhere sadef etmiştir. Mevcut ruh, mâkul kanunun kardeşidir. İkisi hem daimî, hem âlem-i emirden gelmişlerdir. Şayet nevilerdeki kanunlara kudret-i ezeliye bir vücud-u haricî giydirseydi, ruh olurdu. Eğer ruh, şuuru başından indirse, yine lâyemut bir kanun olurdu..."4

Ruh, harici vücut sahibi kanun, namus, sabit ve daim fıtrî kanunlar gibi, âlem-i emir ve sıfat-ı iradeyi anlamak için kâinatın "halk âlemi ve emir âlemi" diye tasnif edildiğini bilmek lazım: Halk âlemi; gözle görülen, müşâhade edilen maddi âleme verilen isimdir. Toprak, ateş, su, bitki, ağaç, güneş, gibi. Âlem-i emir ise, kanunlar, yani, komuta âlemidir. Mesela, ruhduygular, çekim kanunu, ivme kanunu, vs., gibi, Cenab-ı Hakk'ın irade sıfatının tecelli ettiği ve hâkim olduğu âlemdir.