İmanın verdiği nur ile...

Nifak, adavet, fitne, fesat gibi kötü hasletler üzerine hakça, vifakça nasıl yazı yazılabilir Bediüzzaman'ın teşhis ve tesbitlerine uygun yorum, yapılarak yazılabilir! Deneyelim:

Ara açma, anlaşmazlıkları körükleme demek olan nifak, "şefkati izale eder yok eder. Şefkatin zevali ise ifsadata ara açmaya sebep olur. İfsaddan fitne çıkar. Fitneden hıyanet doğar. Hıyanet dahi zafiyeti muciptir zayıflığı getirir."1 Adavet, (düşmanlıktır). Kızgınlık, öfke anlamlarına da gelir. Tahlili şöyle:

"Düşman meçhul olduğu zaman daha zararlı olur. Kandırıcı olursa daha habis pis olur. Aldatıcı olursa, fesadı daha şedit olur. Dahili bünyede olursa, zararı daha azîm olur. Çünkü; dahili düşman kuvveti dağıtır, cesareti azaltır. Haricî düşman ise, bilâkis, asabiyeti şiddetlendirir, salâbeti sağlamlık ve bağlılığı artırır."2

Hile ve fitneye gelince, "Perde altında kaldıkça tesir eder. Zâhire açığa çıkmakla iflâs eder, kuvveti söner. Perde öyle yırtılmış ki, senin İngilizin yalan, hile, fitnen hezeyana abuk-sabukluğa, maskara-lığa inkılâp edip akim sonuçsuz kalıyor."3

Fitne, fesatçıların zararlarını def için ona da şöyle seslenmeli: "Ey kişi! En nihayet sarhoşluktan ayrılıp, kötü hâlinden vazgeçmediğin takdirde, fesadın başkalara geçmemek üzere hortumun üzerine, bir damganın vurulmasıyla seni teşhir ve ilan etmek lazımdır."4

"Adavet etmek istersen, kalbindeki adâvete adavet et, onun ref'ine çalış. Hem en ziyade sana zarar veren nefs-i emmârene ve heva-i nefsine adavet et, ıslahına çalış. O muzır nefsin hatırı için mü'minlere adâvet etme. Eğer düşmanlık etmek istersen, kâfirler, zındıklar çoktur; onlara adavet et..."5 Ve şöyle devam eder:

"İmanın verdiği nur ve şuurla ve sana gösterdiği ve bildirdiği esma-i İlâhiye adedince vahdet alâkaları ve ittifak rabıtaları ve uhuvvet münasebetleri var.