"İmân ve zekâtla kalkınma nasıl olacak"

Bir okuyucumuz, 23 Mayıs 2024 tarihli, "Ülkemizin huzuru imân ve zekâta bağlı!" başlıklı yazımızdaki, "Türkiye'nin 55 milyar dolar zekât potansiyeli var.1 Bunu 81 ile bölersek herbirisine 679 küsür milyon dolar düşer. Zekât kurumsal olarak toplanır, tevzi edilir, rantabl kullanılırsa kaçar fabrika, teknolojik yüksek eğitim müesseseleri kurulur. Evet, müthiş bir varidat, yani, gelir kaynağı, "Zekâttır"2 tesbitimiz üzerine, "Bu nasıl olacak" diye sordu.

İman başta Alim, Hakim (hikmet); Sani' (sanat); Rezzak, Muktesit (iktisat, ekonomi), Rab (terbiye, eğitim) olmak üzere sair Esma-i Hüsna, yani, marifetullah bilmek, öğrenmek, anlamak ve özümsemekle oluşur. Yani, her bir fen, sosyal, manevi ilim bir Esmaya dayanır. Mesela, Hukuk, adalet Hak, Adil; talim, eğitim, terbiye ve yönetim Alim, Rab, Rahim, Mucib, Sâdika'l-Vad (sözünde durmak); matematik, fizik, kimya Mukaddir, Hakim; tıp Şâfi', Kâfi, Muâfi; temizlik, hijyen Kuddüs, Mutahhir; ekonomi Rezzak, Muktesıt; sanat, estetik Sani' ve Cemil gibi... Bir hadiste 99'u sayılan Esma-i Hasna'yı anlayan, özümseyen ilim, sanat, teknoloji (bu da ilme ve Alim ismine dayanır) hak, hürriyet, adalet ve dolayısıyla ekonomide de derinleşir, gelişir...

Demek ferdi ve sosyal gelişme tevhid, yani, iman, ibadet ve zekâta gereken hassasiyetin gösterilmesi derecesindedir. "Cenab-ı Hakkın emirlerine ve nehiylerine itaat ve inkıyadı tesis ve temin etmek için, Saniin azametini zihinlerde tesbit etmeye ihtiyaç vardır. Bu tesbit de ancak akaid ile, yani ahkam-ı imaniyenin tecellisiyle olur. İmani hükümlerin takviye ve inkişaf ettirilmesi, ancak tekrarla teceddüd eden ibadetle olur."3 Tefekkür de ilim de farzdır ve ibadettir!