İhlâs Risalesi'ni okumak yeter mi

Bazı kardeşlerimiz sıkıntı ve problemlerden şikâyetçi.

Kaçınılmaz sıkıntıların sebbini, Bediüzzaman (ra), "Mühim ve büyük bir umur-u hayriyenin çok muzır mânileri olur. Şeytanlar o hizmetin hâdimleriyle çok uğraşır. Bu mânilere ve bu şeytanlara karşı ihlâs kuvvetine dayanmak gerektir."1 diyerek teşhis etmiştir. Önemli olan ihlâsın doğru târif, tanımını yapmak ve İhlâs Risalesini "anlayarak ve kabul ederek" ve 15 günde bir, "mabeynimizde beraber" okumaktır.

Târif; ilmî, fikrî bir mesele, bir ibadet ve bir işin nasıl yapıldığını açıklama, belirtme ve göstermektir. İhlâsın târifi, hakikati ve mahiyetini bilemezsek onu kavrayamayız; nasıl kazanılacağını bilemez, zedeleyen mânileri anlayamaz, def edemeyiz. Meselâ, tıp fakültesini okumayan, ihtisas ile devamlı pratik yapmayan hastalıkları teşhis, tedâvi edemez, reçete yazamaz!

İhlâs sözlükte; saf, katışıksız, arı, duru, hâlis olmak demektir. İhlâs; irade, kasıt ve niyetin de özüdür. Istılahta ise her türlü fiil, amelde samimî ve dosdoğru olmak demektir. "İbadetin ruhu, ihlâstır. İhlâs ise, ibadetin yalnız emredildiği için yapılmasıdır. Eğer başka bir hikmet ve bir fayda ibadete illet gösterilse, o ibadet batıldır. Faydalar, hikmetler yalnız müreccih olabilirler, illet-yapılmasına sebep-olamazlar."2

İhlâssız niyet, ibadet, amel pratiğe dönüşmezse makbul değildir. Zira "Ameller, işler niyetlere göredir. Kişi için ancak niyetinin karşılığı vardır"3 Bir amel sırf Allah rızası yapılmazsa gösteriş, riya olur. Peygamberimiz (asm), "Allah, ancak samimiyetle ve yalnız rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder."4 beyanıyla bunu ifade etmiştir.