"Huzûrunda başkalarından medet aramak edebe muhaliftir" ne demektir
Bir kardeşimiz, "'Ondan başkasının teveccühünü aramayarak, huzurunda başkalarına bakmak, medet aramak o huzurun edebine muhalif olduğunu düşünmekle o riyâdan kurtulup ihlâsı kazanır.'1 cümlesinden ne anlamalıyız" diye sordu.
Birçok âlim, vâiz, "Müslümanlar kardeştir, ihlâslı olmalıyız ve değenlerimize sahip çıkmalıyız" der dâvâ ve iddia eder. Bediüzzaman sadece iddia etmez: İhlâs ve sevginin kaynağı nedir, hangi Esmâya dayanıyor İhlâsın gücü, sırrı nedir, nasıl kazanılır, nasıl korunur Bu ve benzeri suâlleri izah ve ispat eder; ihlâsı tüm boyutlarıyla anlatır, formüllerini verir.
"Ve marifet-i Sânii netice veren masnuattaki tefekkür-ü imanîden gelen lemeât" ile Allah'ın Esma-i Hüsnası'nın tecelli ettiği, Sâni ismini sanatlarda okuyarak marefet kazanmak ile bir nevi huzur kazanıp, yani, atom, hücre, uzuv, unsur, bitki, hayvan, hava, su, kar tanelerinde her Esmayı okuyunca, sanki Allah'ın huzurunda imiş gibi davranmak... "Hâlık-ı Rahîm'in hazır, nâzır olduğunu düşün"mektir.
"Yazılan Sözler tasavvur değil, tasdiktir. Teslim değil imandır man, tahayyül, yani, Bir şeyi hayal etme, imgeleme, zihinde canlandırma, gözünün önüne getirme başlar, tasavvurdüşünce, taakkulakıl etme, tasdikdoğrulama, kabul etme, iz'ananlayış, kavrayış ve iltizamdantaraf olmaktan geçip itikat, iman seviyesine ulaşmıştır. Marifet sadece bilgi değil şehadettir, şuhuddur gözlem ve tecrübeye dayanır. Taklid değil tahkikdir. İltizam taraf olma, uyma değil iz'andır doğru, derin bir anlayış ve kavrayış. Tasavvuf sadece kalb yoluyla gidiş değil hakikattır Hakikat yolu, kalb kumandanlığında akıl ve sair latifelerle birlikte, ilim, gözlem, müşahade, ispattır. Dâvâ iddia değil dâvâ içinde bürhandır. Akıl, ilim, vicdan ve bütün latifelerin mutmain olacağı tarzda ispattır."2