Hani herkes anlar diyordunuz

"Kur'an açıktır, aklı olan herkes anlar" diyen Prof. Dr. Mehmet Okuyan, Kur'an'ı anlamamız için 30 ciltlik bir meal-tefsir yazdığını açıklamış. İyi de "Hani Kur'an açıktı, aklı olan herkes anlar"dı! Aklı olanlar anlar mı Olmayanlara mı yazdın, aklı kıt olanlara mı

Halbuki, "Bâtın ilmine vakıf kimseler için Kur'ân baştan başa gaybî ihbarlar nevindendir." Belâğat yönünden de mu'cize olan Kur'an'ın lisandaki edebi sanatların tümünü ihtiva eder ve bu sanatlardan doğan binlerce mânâlar vardır. "Şüphe yok ki Kur'an apaçık bir Arapça ile inmiştir. Kur'anın dili, bilmece ve muamma gibi remizden ibaret sembolik bir ifade değildir. Ve şüphe yok ki nasslarda (kesin emir, hüküm) asıl olan, bir karine-i mania olmadıkça, zahiri üzere hamlolunmaktır. Bununla beraber, Kur'anın Ümmü'l-Kitap olan muhkematının (kitabın anası olan hüküm ayetlerinin) yanında 'hafi (gizli), müşkil), mücmel (kısa, özet) ve müteşabihatı; hakikatı, mecazı (bir sözün gerçek anlamından farklı kullanılması), sarihi (açık), kinayesi, istiaresi (kısaltılmış teşbih), temsili, tansısi (kayıtları teferruatıyla beraber iyice tetkik), îmâsı (üstü kapalı bir biçimde belirtme), belağatının nükteleri (ince manaları), tarizleri (sözü doğrudan değil, dolaylı olarak dokundurması), telmihleri (söz arasında meşhur bir olaya işâret etmek), remizleri (herkesin ilk bakışta anlayamayacağı gizli işaretleri) de vardır. Bütün bunlarda en açık olan mana maksud olmakla beraber, müstetbeat-ı terakib (Sözdeki birbirine bağlı, işaretli mâna) denilen ve tâli (ikinci) derecede matlup olan nice ifadeler de vardır... (sorularlarisale.comzahir-batin-hadd-matla)