Hak daima üstün gelir
Hân olmaya değil, imtihan olmaya geldiğimiz şu dünya hayatı inişli çıkışlıdır.
Hava; gün, güneşlik, bulutlu, gök gürültülü, şimşekli, yağmurludur. Mevsimler ılık, soğuk, sıcak, fırtına, kar, boralı dönüşümlüdür. Tekdüze bir günün ve mevsimin tadı yoktur; terakkisi de...
"Zeminde ezdad içtima etmiş, eşrar ahyara karışmış; içlerinde münakaşat başlamış. O sebepten, ihtilâfat ve ıztırabat düşmüş ve ondan, imtihanat ve müsabakat teklif edilmiş ve ondan, terakkiyat ve tedenniyat çıkmış."1
Hizmet yolunda da birçok sıkıntı ve problemlerin olması imtihan gereğidir. Samimilerle riyakârlar, hizmet ehli ile tufeyliler ortaya çıkar. "Gerçek şu ki, içinizden cihâd edenleri ve sabredenleri ayırt edinceye; söz ve davranışlarınızdaki samimiyetinizin doğruluğunu ortaya çıkarıncaya kadar biz sizi sınamaya, imtihana devam edeceğiz."2 meâlindeki âyet bu olgulara da işaret eder.
İnsan, imtihan ve hizmet olan yerde problemler de çıkabilir. Bu Hz. Adem'den (as) günümüze kadar devam ede geliyor. Herkes, her şeyle sınanmaktadır. "Yoksa siz, Allah içinizden cihâd edenleri ve dâvası uğrunda sabredip direnenleri ortaya çıkarmadan kolayca Cennete girivereceğinizi mi sandınız"3 meâlindeki âyetle haber verilir.
Dünyanın bu gerçekleri karşısında nasıl bir tavır sergilememiz gerektiği de şöyle tavsiye edilir: "Sakın gevşemeyin, üzülmeyin, inanmışsanız, mutlaka siz en üstünsünüzdür."4
Ne olursa olsun, önünde sonunda hak ortaya çıkacaktır. Çünkü, "Hakikat tahavvül etmez değişmez; hakikat haktır. 'El-hakku ya'lu velâ yu'lâ a'leyhHak daima üstün gelir; hakka galebe edilmez.'