Deccaliyet-Mehdiyet asrında kimden yanayız
Hz. İbrahim (as) alevleri göklere yükselen ateş atılınca karınca bir hüzmecik su alıp canhıraş koşmaya başlar: "Nereye böyle" diye soranlara, "Duydum ki, Nemrut denen zalim Peygamberi ateşe atmış; söndürmeye gidiyorum!", "Bu su ateşe hiç kâr eder mi!!" "Biliyorum, ama ben vazifemi yapıyorum. Bu arada safım da belli olur."
İslam âlemi ve dünya cehalet, fakirlik, ihtilaf, çatışma, savaş, kaos kriz ve buhranlar ateşinde yanıyor. Müsebbipleri yalnızca iktidarlar değil, onları da kullanan DeccalizmSüfyanizm ile kolları "ifsat, ahlaksızlık, dinsizlik, zındıka komiteleri" ile Kemalizmdir."
DeccalizmSüfyanizm nedir Komünizm, sosyalizm, feminizm, ateizm, deizm, vs. gibi sapıtmış tüm felsefik akımların birleşmesinden hasıl olan; dine, maneviyata, hak ve hürriyetlere savaş açan Ahirzamanın en dehşetli müstebit ve tahripkâr cereyandır. DeccalizmSüfyanizm, gücünü, "yalan, iftira, baskı, zulüm, cehalet, ihtilafbölücülük, sömürü ve şiddetten" alır.
Aslında Peygamberimiz (asm), başta Müslümanlar olmak üzere insanlığı uyarmıştı: "Hz. Adem'in (as) yaratılışından Kıyamete kadar Deccaldan daha büyük bir büyük bir fitne yoktur. Deccalın şerri şeytandan daha etkilidir."1 Ve keza, "Çok karanlıklı ve şiddetli bir kısım fitneler gelir. Derken fitneler birbirlerini takip eder. O kadar ki bu Ehl-i Beytimden Mehdî denilen bir zât çıkıncıya kadar devam eder. Sen ona ulaştığında tabi ol ki hidayette olasın."2 buyurmuş.
Tarih boyunca iki cereyan mücadele ede gelmiştir: Nübüvvet, peygamberlik müessesesi ve felsefe. Din ve dinsizlik. Deccaliyet ve Mehdiyet... "Madem âdeti öyle cereyan ediyor. Âhirzamanın en büyük fesadı zamanında, elbette en büyük bir müçtehid, hem en büyük bir müceddid, hem hâkim, hem mehdî, hem mürşîd, hem kutb-u âzam olarak bir zât-ı nuranîyi gönderecek..."3 Bediüzzaman, hadislerin ihbar ettiği âhirzamanın dehşetli şahısları (Deccal, Süfyanın âlem-i İslâm ve insaniyette zuhur ettiğini görür: O zamana yetiştiğinizde, siyaset canibiyle onlara galebe edilmez; ancak mânevî kılıç hükmünde i'câz-ı Kur'ân'ın nurlarıyla mukabele edilebilir" hadisinden hareketle, "Ben bir mânevî âlemde İslâm deccalını gördüm."4, "Bütün mekteplerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüş dehşetli adamın muhabbeti telkin ediliyor. Onun mahiyeti ne olduğunu anlatmak, öyle bir hadisedir ki, bizler gibi binler adam hapse girse, hattâ idam olsalar, din-i İslâm cihetiyle yine ucuz."5