Bu çağrı günümüz için de geçerli!

Bugün, bütün sorularımızın cevabını, problemlerimizin çözümünü Bediüzzaman'ın yazdığı Risale-i Nur Külliyatı'nda bulabiliriz.

Ona, henüz çocuk yaşında âlimlerin dikkatini çekerek, "zamanın güzeli, çağın eşsizi" anlamına gelen "Bediüzzaman" ünvanı verildi. Üç ayda 90 temel kaynak, ilmî kitabı kendisi mütalaa etmiş ve ezberlemiştir.

1895'te, Van'da, kitap dolu konaklarda kaldığı sıralarda; bu asırda yalnız eski zamanın metotlarıyla kelâm ilminin (İslâm felsefesinin) İslâm dîni hakkındaki şek ve şüphelerin reddine kâfi olmadığına kanaat hasıl etmiş ve fünunun (pozitif, fen ilimlerini) araştırmaya başlayarak, pek kısa bir zamanda tarih, coğrafya, riyaziyat (matematik), jeoloji, fizik, kimya, astronomi, felsefe-gibi ilimlerin esaslarını; fen ve felsefeden İslâm'a gelen hücumlar, def edecek; modern ilimlerde de kitap yazabilecek ve uzmanlarıyla münazaraya girebilecek çapta öğrendi. Şeyhü'l-İslâm Sabri Efendi, "Bediüzzaman hadis ilminde mahirdir."1 der.

1907'de, Türk-Kürt kardeşliği, ittihad-ı İslam'ı pekiştirecek, ilim birliğini temin edecek Medresetüzzehra projesini Van'da tesisi için İstanbul'a gider. II. Abdülhamid'e projesini sunar. Risale-i Nur, Kur'ân ve Sünnet-i Seniyye'nin bu zamandaki iman esasları ve sair tüm hakikatlerin ölçülerini izah ile ispat ederek ortaya koyar. Her müşkül (problem) hâlledilir, her suale cevap verilir.2 ilânatı yapar, gereğini yerine getirir.